Parası olana, para cezası ceza değildir!..

Asılsız ihbarın cezası 250 TL olmuş. Yeni kanun çıkmış da öyle olmuş. Önceden hiç cezası da yokmuş. Düşünsenize, adam yaralı, karısı canhıraş bir şekilde telefona sarılıyor, 112'yi çeviriyor meşgul.

112'yi meşgul eden şahıs diyor ki: "Sevgilim terk etti, canım çok sıkılıyor ne yapmalıyım?"

İyi ki görevli olarak ben yokum karşısında, şöyle derdim: "Şimdi mutfağa gidin, herhangi bir kesici aletle kendinizi imha edin, yahut en yakın pencereden alçak uçuşa geçin!.."

Ki dünyadan bi fazlalık eksilmiş olsun.

Şimdi diyor ki kanun, eğer böyle tehlikeli bi fantezin varsa yapmaya devam edebilirsin tabii, 250 TL paran varsa.

250 liraya para demeyen birine bu ceza değil. Hatta kimisine ödül bile denebilir.

Arkadaş bu suç neden ağır suç değil? Hukuku hep yükseklerde arıyoruz ama hukuk işte tam buraya lâzım. En basit suçların bile cezasını veremeyen hukuk adalet dağıtamaz.

Telefon dolandırıcılığına ayrı kanun, dijital dolandırıcılığa ayrı kanun, internet teröristlerine ayrı kanun... Kanun yapıcı hangi birine yetişsin?

Dolandırıcılığın, teröristliğin çeşidi mi biter?

Başkasına ve hatta kendine zarar vermenin hukukta bir yeri yok mu? Tek bir adı yok mu?

Bugün yine bir haber:

Bakanlık bilmem kaç gıda firmasını deşifre etmiş de, sakın ola bu gıda ürünlerini almayın mış da... Demek ki bu haberi görmeyenler, yahut koca koca listeleri aklında tutamayanlar o bozuk gıdaları almaya devam edecek.

Bakanlığın yetkisi yok mu ki bu firmaların kapısına kilit vurmuyor. Sahiplerini de ömür boyu o işten menetmiyor. Bari suç duyurusunda bulunup mahkemeye verse. Belki bişey çıkar.

Hukuka güvenimiz bu seviyeye kadar indi, belki bişey çıkar, çıkmaz ya...