Dil ve hâl

A -
A +

Aaah eskiden, biz eskiden… Yaşarken zikrederdik şimdi zikrederken bile o hazzı yaşayamıyoruz cümleten… Komşu komşuya seslenirken bile zikrederdik biz.
“Hû Hû” diye seslenirdik komşumuza.
“Eyvallah” dilimizin pelesengi idi.
“Hay”dan gelip “Hû”ya giderdik.
“Hay, Hay efendim!” diye kabul ederdik teklifleri.
“Allah, Allah, Allah, Allah…” diyerek şehadete koşardık Tuna boylarında.
“Allah Allah”, “Sübhanallah”, “Allahü Ekber” idi hayretlerimiz.
Şimdilerdeki gibi “Vaaaauuv” diye ya da “Ohaa” diye gayrimüslim kırması çığlıklar atmazdık.
“Tövbe estağfirullah”, “Fesübhanallah” zikri anlatırdı kızgınlığımızı.
“Aman Allah’ım” derdik, “Oh my god” girmeden dilimize.
“Salevat” anlatırdı bazen yanlış bir iş yapıldığını.
“Neuzübillah” çekmek idi, istemediğimiz bir şey görünce zikrimiz.
“Bismillah” ile başlarlardı her hayrın başı.
“Hay Allah” iyiliğimizi vermeye devam ederdi.
“Çok şükür” derdik “Şiştim karnım patladı” demeden önce.
Yiğitlere alkışlarla “Allah Allah İllallah, Muhammedün Resulullah” sonrası “Maşallah” derdik.
“Yâ sabır” öfkemizin ilacı idi.
“Hasbünallâhü ve ni’mel-vekîl!” diyerek Allah’ı “vekil” ederdik çaresiz kalınca.
“Ya Şafi” dokunurdu yaramıza merhemden evvel.
“İnna lillah” âyeti teselli ederdi geride kalanları.
Yaşlanınca “İhtiyarladık” değil “Haddi aştık” derdik.
“Bu da geçer ya hû!”, “Vazgeç ya hû!”, “Hoş gör ya hû!” hatları süslerdi tekke ve zaviyelerin, iş yerlerimizin duvarlarını, psikiyatrik ilaçlarlar dünyamıza girmeden…
Velhasılıkelam azizim, “Eskiden yaşarken zikrederdik, şimdi zikrederken bile o hâli yaşamıyoruz.”
Dilimizin de hâlimizin de düzelmesi dileğiyle…

Ninem diyor ki; Dil ile düğümlenen diş ile çözülmez...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.