Hazırcevap

Sesli Dinle
A -
A +
Lafı yedikten sonra eve dönüş yolunda akla gelen cevaplar değil, gerektiğinde çabuk, yerinde ve taşı gediğine oturtan cevaplar bulup verebilmektir hazırcevaplık…
 
> Sultan Alparslan yirmi yedi bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla;
-300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der.
Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der;
- Biz de onlara yaklaşıyoruz.

> Fatih Sultan Mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan fakire bir altın vermiş. Adam parayı alınca;
-Aman Sultanım, demiş. Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar para verir mi?
Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduğunu sorunca, adam;
-İkimiz de Hazreti Âdem’in çocukları değil miyiz? demiş.
Sultan Fatih gülerek;
-Elbette kardeşiz, ancak bu keşfini sakın başkasına söyleme. Diğer kardeşlerimiz de pay isterse, sana zırnık bile düşmez, der…

> Rusya'da bulunduğu sıralarda Keçecizâde Fuad Paşa'ya Rus Çarı takılır:
- Paşa şu Girit'i satsanız!
- Hayhay, satalım ekselans.
- Kaça satarsınız?
- Aldığımız fiyata!
Girit'in yirmi seneyi aşkın bir zamanda ve binlerce şehitle alındığını bilen Çarın benzi atar…
 
> Ruslara esir düştüğünde; Yemek esnasında, İmam Şeyh Şamil'in iştahlı iştahlı yemek yediğini gören Çar’ın “Kumandan, bu iştahla beni de yiyeceğinizden korkuyorum" demesi üzerine etrafındakilerin kahkahaya boğuluşları uzun sürmemiş. Kafkas Kartalı cevabı yapıştırır:
-Çar hazretleri kaygılanmayınız. Ben Müslümanım ve domuz eti yemem!
 
> Dostlarında biri, Fransa Kralı 15. Lui’ye der ki:
-Majesteleri, hiç akıl vergisi almayı düşündünüz mü? Hiç kimse budalalığı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi seve seve öder.
Kral, alaylı alaylı gülerek;
-Hakikaten enteresan bir fikir! Bu buluşunuza karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum…      
 
> Varna Savaşı'nda muharebe meydanında gezen II. Murad Han, düşman askerlerinin hep genç olduğunu görür. Komutanlarından birine sorar:
-Garip değil mi? Bu kadar ölünün içinde hiç ak sakallı görmedim. Hepsi genç, hepsi taze!
Komutan şu cevabı verir:
-Padişahım! İçlerinde bir ak sakallı olsaydı, başlarına bu felâket gelir miydi?

> İngiliz Büyükelçisi, eski Türk evlerinin dış duvarlarına asılan "Ya Hafiz" (Muhafaza Eden Rabbimiz) levhalarını görünce dayanamamış ve Keçecizade Fuad Paşa’ya bunların ne olduğunu sormuş. Fuad Paşa İngiliz'in tam anlayacağı dille cevap vermiş:
-O gördükleriniz, Osmanlı Sigorta Şirketinin levhalarıdır.

Ninem diyor ki; Akıllı olan çoğu şeyi bilir, aptal olan her bildiğini söyler.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.