Küçük şeyler…

“Her insan mutlu olamaz... Çünkü, gereğinden fazla özler dünü, hak ettiğinden fazla düşünür yarını. Ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü” diyor ünlü psikanalist Erich Fromm.
Anı değerlendirmek önemli çünkü zaman su gibi akıp geçiyor. Yeni yılın ilk ayını yarıladık bile. Ha sahi, geçen seneyi iyi geçirmiş miydiniz?
Mesela sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi?
Geçen yılda hiç gün ışığı ile uyandınız mı?
Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?
Bir sebep yokken kaç kişiye hediye aldınız?
Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?
Geçen sene, yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?
Ya siz onu hiç kokladınız mı?
Yaz gecelerinde ne çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı?
Kendinize geçen sene kaç oyuncak aldınız?
Kaç kez gözlerinizden yaş gelene kadar güldünüz?
Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı geçen yıl?
Çimenlere uzandığınız oldu mu?

 

Çocukluğunuzdan kalan bir şarkıyı söylediniz mi hiç?
Hiç taş kaydırdınız mı geçen yıl?
Kaç kez kuşlara yem attınız?
Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?
Peki geçen yıl, kaç kez gökkuşağı gördünüz?
Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı?
Kaç kez mektup aldınız geçen sene?
Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç?
Kimseyle barıştınız mı?
Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez fark ettiniz geçen sene?
İyi bir yılın, bunlar gibi birçok "küçük şey”e bağlı olduğunu hiç düşündünüz mü hiç?
Hazır taze başlamışken bu sene düşünün…
Yayılın çimenlerin üzerine...
Acele edin...
Er ya da geç...
Çimenler yayılacak üzerimize…

Ninem diyor ki; Az yaşa, uz yaşa, akıbet gelecek başa.