İran İsrail’i vurur mu?

A -
A +

İsrail’in özellikle son üç yılda, Suriye topraklarında İran hedeflerine karşı kaç tane kanlı saldırı yaptığını saymak mümkün değil!.. Son olarak Şam’daki İran Büyükelçiliği yanında, Konsolosluk binasını bombaladı…

 

 

 

 

İran’ın dinî lideri Ali Hameney; “İSRAİL SURATINA ŞAMARI YİYECEK…” dedi. Tehran Times gazetesi, 2 Nisan günü İsrail tarafından, Şam’daki konsolosluk binasının füzelerle vurulması ve ikisi general en az yedi kişinin ölmesi üzerine, İngilizce aynen bu başlıkla haber yaptı. Vaka bugüne kadar, İranlı yetkililer tarafından pek çok defa benzer tehditler savruldu. Ama doğrudan İran tarafından, İsrail topraklarına herhangi bir saldırı gerçekleşmedi. İran genellikle “DİRENİŞÇİLER” dediği Hizbullah gibi örgütler üzerinden karşılık vermeye çalıştı. Bu arada İsrail, bizatihi İran topraklarında sayısız suikast ve sabotaj eylemleri gerçekleştirdi. Ancak her seferinde çok sert tepki ve tehdit açıklamaları yapılmasına ve intikam yemini edilmesine rağmen, aynı şiddette bir karşılık verilemedi. İran’ın siber saldırı yoluyla İsrail hedeflerine ne ölçüde zarar verdiği de pek fazla bilinmiyor. Geçen sene aralık ayı sonunda, Suriye’deki Devrim Muhafızları Komutanı General Rıza Musevi bir drone saldırısı ile öldürüldü. Musevi, 2020’de Irak’ta ABD tarafından yine bir drone saldırısı ile öldürülen, Kasım Süleymani’nin eski yardımcısı idi ve en az otuz yıldan beri Suriye’de görev yaptığı belirtilen çok önemli bir kişi idi… Kim tarafından öldürüldüğü netlik kazanamadı, ancak olağan şüpheli olarak hep İsrail’in adı öne çıktı. 2 Nisan saldırısı ise, pek çok bakımdan farklı ve son derece dikkat çekici. Her şeyden önce, F-35 uçaklarının kullanıldığı iddia edilen saldırı, hukuken İran toprağı sayılan elçilik ve ona bitişik konsolosluk binasına yapıldı. Bu saldırıda da, Suriye’de görevli devrim muhafızları ordusundan iki general hayatını kaybetti. Dikkat edilirse İsrail, saldırıda hiçbir sınır ve kural tanımaksızın, diplomatik temsilciliği dahi hedef alarak, çok kışkırtıcı bir eylem gerçekleştirmiş bulunuyor.

 

İşte bu derece kritik ve İran’ın devlet itibarını da fena hâlde zedeleyen bir saldırıdan sonra, Tahran Rejiminin tepkisinin ne olacağı merak ediliyor. İran cenahında gösteriler ve tehditler devam ediyor. İsrail’in bu tehditlere karşı, alarma geçerek yedek askerlerini de göreve çağırdığı ve Tel Aviv’de sığınakların açıldığı bildiriliyor. Gerçi son altı aydan beri, Tel Aviv halkı, Hamas ve Hizbullah’ın attığı füzeler sebebiyle sık sık sığınaklara girip çıkıyor. Velakin bu defa, daha ciddi bir durum varmış gibi bir hava da estiriliyor… Netanyahu tehditlere şöyle karşılık verdi: “Bize zarar veren yahut vermeyi planlayanlara biz de zarar vereceğiz.” İşin aslına bakılırsa şimdiye kadar, fiilen zarar veren taraf hep İsrail oldu. İran ise yukarıda belirttiğimiz üzere, her seferinde hamasi tehditler savurmakla kaldı. Keza İran, ABD’nin zaman zaman yaptığı cezalandırma saldırılarına da, bir iki göstermelik füze fırlatması dışında ciddi bir karşılık veremedi. Hatta eski Amerikan Başkanı Trump’ın söyledikleri doğru ise, İran; saldırılara karşılık verme konusunda, âdeta önceden Washington’a bilgi vererek, göstermelik ve zararsız bir faaliyet olacağını bildirmiş! O yüzden yazının başlığında, "İran İsrail’i vurur mu?" sorusunu sorduk. Şayet ciddi bir karşılık verirse, Orta Doğu’da bir başka sıcak çatışmanın kapısı aralanabilir, durum tehlikeli boyutlara varabilir.

 

Amerika böyle bir şey olmaması için, Gazze saldırısının en başında; Bölgeye uçak gemileri göndererek, İran’a karşı caydırıcılık stratejisini çok çabuk devreye soktu. İran da buna mukabil Yemen’deki Husileri, Lübnan’daki Hizbullah gibi kullanarak bir nevi zevahiri kurtarmaya çalıştı. Netice itibarıyla İsrail, son üç yılda daha sık olmak üzere; on yıldan beri, Suriye’deki İran unsurlarına karşı ısrarlı bir takip ve imha hareketi içinde. Burada Amerika’dan aldığı sınırsız destek şüphesiz belirleyici husus. Zira ABD ile İsrail’in siyasi ve askerî hedefleri zaten örtüşüyor… İsrail ABD’nin koruyucu şemsiyesi altında, zincirlerinden boşalmış vahşi canavar gibi, her türlü hukuksuzluğu küstahça yapmaktan kaçınmıyor. Altı aydan beri bütün dünyanın gözü önünde, Gazze’de; çocuk, kadın, yaşlı, hasta demeden on binlerce insanı katletti. Soykırım yaptı. Hastane, okul, ibadethane gibi; her durumda korunması gereken yerler, alenen ve kasten bombalıyor. Özellikle hastaneleri içindeki hastalarla beraber bombalıyor. Ve dünya sadece seyrediyor! Bunun da temel sebebi Amerika’nın Siyonist İsrail’i korumak için bütün askerî ve siyasi gücünü seferber etmesidir.

 

Bakınız İsrail, World Central Kitchen isimli yardım kuruluşuna mensup görevlileri sistematik biçimde hedef alarak yedi kişiyi katletti. Ölenler Avustralya, İngiltere, Kanada, Polonya, Filistin ve ABD uyruklu. Fütursuzca işlenen insanlık suçu karşısında, Joe Biden sadece “üzüldüm” diyebildi. Gelen yoğun tepkiler üzerine, İsrail yarım ağızla özür dileyerek konuyu kapattı! Dünyanın nasıl bir bela ile karşı karşıya bulunduğunu, bundan daha çarpıcı ne anlatabilir?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.