Çelişiyorum kendimle!

A -
A +

Fatih Terim. Nam-ı diğer İmparator. Kimilerine göre dâhi, kimilerine göre deli. Bir nevi Christoph Daum yani. Doğruları vardır, tartışılmaz. Ancak bu, yanlışları olduğu gerçeğini de kapatmaz. Herkes istediğini söyleyebilir, kim kimi ciddiye alır, o da kişilerin bileceği iş! Kimileri "çamur at izi kalsın" der, kimilerine göre "yel kayadan toz alır!" Polemik çıkarmaya ya da mevcut polemiklere dahil olmaya hiç niyetim yok. Bosna'ya nasıl yenildik, Brezilya'yı nasıl elimizden kaçırdık konuları ise üzerine kitap yazılacak kadar elastiki mevzular. Bunlara da girmeyeceğim. Zira ne sütunlarımız bu kadar geniş, ne de benim bu kadar boş vaktim var. Benim anlamadığım konu Rüştü nasıl oldu da kaleye geçti? Rüştü; Türkiye'nin sadece son yıllarda değil, belki de tarihi boyunca yetiştirdiği en büyük kaleci. Fatih Terim; Türkiye'nin gelmiş geçmiş en kariyerli hocası. İşte emir-komuta zinciriyle birbirine bağlı ikili büyük bir yanlış yaptı ve Bosna maçında istemediğimiz görüntüler yaşadık. Bunları maç kaybedildi diye yazmıyorum. Sonuç ne olursa olsun fikrim aynı olacaktı. Evet ben Rüştü'nün oynamasına üzüldüm, yediği gollerden daha çok! Serdar oldum üzüldüm, Hakan oldum üzüldüm, Volkan oldum üzüldüm, Orkun oldum üzüldüm, Tolga oldum üzüldüm! Aylardır maça çıkmayan bir kalecinin böyle bir maçta görev almasına üzüldüm! Serdar vardı, Rüştü'nün sakatlandığı, Volkan'ın formsuz olduğu dönemde, üçüncü kaleci olduğu F.Bahçe'de sorumluluğu üstlenen ve sarı-lacivertlilerin 100. yıl şampiyonluğunda inkâr edilemez derecede pay sahibi olan. Orkun, küme düşen Erciyes'in yılmaz savaşçısı! Ve diğerleri, Rüştü'nün sakat geçirdiği 6 ay boyunca en büyük hayalleri olan milli formaya uzanabilmek uğruna canlarını dişine takarak çalışanlar! Ama ne yaptı Fatih Hoca? Gençlerin emeklerini görmezden gelerek, kendini garantiye alacak bir adım attı. Maalesef boşa bastı! Alışılmadık şey değil bu Türkiye'de! Biz Amokachi'nin helikopterle maça yetiştirildiğini gördük. Appiah'ın özel uçakla apar topar getirildiğini. Günü kurtarmak adına yapılan bu hamlelerin sonuçlarını da iyi biliriz. Ama her fırsatta gençlere fırsat tanımaktan dem vuran Fatih Hoca nasıl böyle bir gaflete düştü, onu anlamadım. Bu kadarla kalsa iyi! İmparator bir de Servet'i oynattı ki, kalemizde gördüğümüz ilk iki golün adeta baş mimarı oldu. Hani F.Bahçe'de lejyonerlerin gerisinde kalan, Sivas'a gidince yıldızını tekrar parlatan ve G.Saray'la anlaşan "Çetin" çocuk var ya, o işte. İlk golde adamını kaçıran, ikinci golde asist yapan Servet Çetin. İsteyerek mi yaptı? Tabii ki, hayır! Kötü günündeydi, konsantrasyonu bozuldu, iki kez hata yaptı, ikisi de gol oldu. Peki İmparator oyuncusunu nasıl savundu? "Sakattı, topuğunda yarık vardı, özel kramponla oynadı!" Evet böyle söyledi Fatih Hoca. O Fatih Hoca ki, "yabancı sınırlaması kalksın, biz nasıl olsa bir on bir, bir on sekiz buluruz" diyen! Yahu hocam "bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?" Sen sınırlama varken sakatlardan kadro kuruyorsun, bir de serbest kalsa ortalık ne yapacaksın? Oğuz'la, Şifo'yu mu oynatacaksın, yoksa Sergen'e mi bel bağlayacaksın? > Fatura nerede? Bir utanç gecesi yaşadık Ali Sami Yen'de, G.Saray-F.Bahçe derbisi adı altında! Küresel ısınma sebebiyle her yerde kuraklık çanları çalarken, 90 dakikada İstanbul'un neredeyse 1 günlük su ihtiyacı şişelenmiş olarak futbolcuların kafasına yağdı! Şükür boğulan olmadı ama sanırım fatura postada kayboldu! Gereken hamle bir türlü yapılamadı! Sürekli ertelendi toplantılar, beklenen ceza gelemedi! "İntikam soğuk yenen bir yemektir" düşüncesinde mi Disiplin Kurulu, yoksa "Suyu mu soğutuyorlar?" > Arsenalbahçe! Sonunda Roberto Carlos da giydi sarı-lacivertli formayı. Ortega, Van Hooijdonk, Alex, Anelka, Kezman, Appiah derken bir dünya yıldızı daha geldi F.Bahçe'ye. Tebrikler ve teşekkürler F.Bahçe Yönetimine. Bizlere bu güzellikleri daha yakından izleme imkânı sundukları için. Ama acaba diyorum, bunun sonu nereye varacak? Lugano, Edu, Roberto Carlos, Alex, Appiah, Kezman, Deivid yabancı! Aurelio ve Wederson devşirme! Yabancı kontenjanı serbest bırakılırsa, takımda Türk kalacak mı? Yoksa 18'inde İngiliz olmayan Arsenal gibi, Türksüz bir Türk takımı mı olacak F.Bahçe? Ne olacaksa olacak, göreceğiz elbette de, Avrupa'da başarı gelecek mi acaba? Yoksa yeni hüzünlere mi gebe, yeni yıllar?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.