Ali Koç ve acı gerçekler!

A -
A +

Teşekkür ederim sevgili Uğur Meleke kardeşime; “pazartesi gecesinden, dün sabah bu satırları yazmaya başladığım’ saate kadar, “Ne yazmalı, nasıl başlamalıyım” diyerek içine düştüğüm düşünce kaosundan kurtardı beni…

 

Zira “koca bir sezonun sonuna gelindiği” şu günlerde “Fenerbahçe’nin başına gelenleri ve sorumlularını” bir cümle ile özetlemişti yazısında, kutlarım…

 

İşte o cümle; “F.Bahçe’nin lig hedefinden de kopmasında birçok faktör rol oynadı, bu etkenler içinde en üste başkanı ve teknik adamının dar vizyonunu koyarım.”

 

Meleke, “Lig hedefinden de…” derken, “Türkiye Kupası’ndan elenişi, Süper Kupa’nın Galatasaray’a 1 dakikada ‘U19’ şaşkınlığı ile hediye edilişini, Avrupa kupalarının Olimpiakos felaketiyle sonlandırılmasını” da kastediyordu…

 

Ben de “bir etkeni daha” ilave edeyim; “Federasyon’u istifa ettirme savaşındaki perişanlık ve bu savaşın ‘bugünkü acı tablonun ana sebeplerinin biri’ olması…”

 

Evet… “200 milyon avroyu aşan” bir kadro kuracaksın… “Şampiyonluk yarışının sonuna doğru” gelindiğinde, yarıştığın rakibin bir gün önce, oynadığı maçta “yarım düzine gol” atarken… Senin takımın karşılaştığı “küme düşme bölgesindeki” rakibine “3 puanı getirecek bir tanecik bile gol atamayarak” milyonlarca taraftarı, camiayı hüsran çukuruna yuvarlayacak; olur mu, Ali Koç Başkan, olur mu?..

 

Elbette, bu soruyu, teknik direktörün İsmail Kartal’a da soracağım…

 

Ve de soracağım bir başka grup var; Fenerbahçe medyası…

 

“200 milyon avrodan fazla değeri olan” bir kadro, bu hâle gelirken, “birkaç istisna hariç” çoğunluğunuz ne yaptı?.. 

 

“Takımın ligin ilk yarısındaki ‘fırtına futbolundan kopuşunun’ sebeplerini” araştırdınız mı?..
Hayır, aksine, “Galatasaray fobisini” akıllara getiren bir tutumun içine giren Fenerbahçe Başkanı’nın açtığı

 

“Hakemler / Federasyon savaşını”, futbol takımının “birdenbire içine düştüğü formsuzluk kuyusunun sebebi sayma” yarışına çıktınız, TV ekranlarında ve spor sayfalarında…

 

Mesela, “şu soru” hiç aklınıza gelmedi; “temassız sakatlanmaların ve istatistiklerin de ortaya koyduğu sezonun iki yarısı arasında büyük ölçülü formsuzluk düşüşünün sebebi” sadece, “evet sadece hakemler mi, Federasyon mu?..”

 

Bir “mesela” daha… Unutmadık; dillere destan olan Roberto Carlos’un “İstanbul geceleri” dizisi… Hiç mi “araştırmak” aklınıza gelmedi?..

 

Sizlere göre “ne gerek vardı” ki araştırmaya; “Masa ve bilgisayar başında hakemlere ve Federasyon’a vurmak” ve futbolculara “düşüşün bahanesi olarak” hediye etmek, bu arada “Ali Başkan’ı da memnun etmek” varken…

 

Pazartesi gecesi; “İsmail Kartal’ı, Okan Buruk ile mukayese ederken”, bazı arkadaşlar “Okan Hoca’yı ligin ilk yarısında ağır şekilde eleştirenler, bugün övme yarışındalar” diyorlardı… Bir “utansınlar” demedikleri kaldı…

 

Biri de çıkıp, “O eleştiriler olmasaydı, dahası da var da, mesela ‘Mertens ve Nelsson’u küstüren, Kerem Demirbay’ı kulübede oturtan’ Okan Buruk’taki bu büyük gelişme acaba olur muydu” diye sormadı…

 

İşte Galatasaray medyası ile Galatasaray medyası arasındaki fark… Ve de işte, Galatasaray takımı ve hocası ile Fenerbahçe takımı ve hocası arasındaki fark! Ahmet Çakar her programda “Ali Koç aday olmamalı” derken, haksız mı?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.