Korkuyorum o halde varım!

Korkunun sınırı nedir? Size bugüne kadar gereksiz korkulara kapılmamanın önemini ifade etmeye çalıştık. Bunun başarınızı olumsuz etkileyeceğini, kabiliyetinizi daraltacağını belirttik. İyi de hiç mi korkmayacağız? Hayır! Hiç öyle şey olur mu? Korku öyle güzel bir duygudur ki; bu duygu olmasaydı insanlığın nesli tükenebilirdi. Elini yılanın deliğine sokmak ve ben cesurum demek cesareti değil, ahmaklığı gösterir. Korku güzeldir. Korkusuz bir hayat düşünsenize. Şu an toplumu huzursuz eden birçok şeyin altında, bu haltı işleyenlerin cesaret zannettikleri korku eksikliği yatmıyor mu? *** Hayır hayır. Annesini üzmekten veya çalıştığı işin hakkını vermeyip aldığı ücreti hak etmemekten korkmayan ne kadar erdemli biridir sorarım size. Yüksek süratle viraja girip kendini ve taşıdığı yolcuları felakete götüren bir kendini bilmez şoförün yaptığının, cesaretle ne alakası olabilir. Bunu yapmaktan korkmak sorumluluğun ta kendisi değil mi? O halde korku ile cesaretin alanlarını iyi belirlemek gerekir. Cesaret korkunun gerekli kısmının sınırında başlamalı. Unutmamalı ki, ömrü boyunca kahraman olarak anılan kişi savaşın en kritik zamanında gösterdiği bir anlık cesaretle bu unvanı hak eder. > NELERDEN KORKMALI? Bir sporcuysanız çok şeyden korkmalısınız. Neler mi bunlar. Rakipleriniz kadar idman yapmamaktan, karşılaşma sırasında uygulayacağınız taktiklerin gerçeklere uzak kalmasından, son gelişmeleri takip etmemekten, hedefe kilitlenmenizin dış şartlarla sarsılmasından, kendinizi yeterli görmekten, gerekli beslenmeyi yerine getirmemekten, takım içinde sadece kendinizi düşünme bencilliğinden, takım arkadaşlarınızla yeterli iletişimi kuramamaktan... Bunlar artırılabilir ve spor dışında mesai harcayan herkes, kendi yaptığı işlere bunu uyarlayabilir. Bunlardan korkun. Dikkat edilirse bu korkular sizi bu ihmal edilmez başarı unsurlarını yerine getirmeye iter. Demek ki, korkunun sınırını iyi belirlemeli. Rüzgârda savrulan yaprak gibi hedefsiz, stratejisiz başarı beklemek; kuşun taşa çarpması gibi tesadüfi veya konjonktürel avuntular getirir olsa olsa. > HAREKETE GEÇİN Bu korkuların size getireceği hazırlıkları, altyapıyı oluşturduktan sonra deriz ki... Kovanından çıkmayan arı bal yapamaz. O kovan sizin psikolojiniz, gereksiz korkularınızdır. Olmayacak galiba gibi yersiz, gereksiz düşüncelerdir. Zamanında Amerika'da Sanders adında bir işçi külüstür arabasıyla o lokanta senin bu lokanta benim dolaşmaya başlar. Elinde değişik bir piliç kızartma tarifi vardır. Bu tarifle yapılacak pilicin çok daha lezzetli olduğuna inanmıştır. Girdiği lokantaların sahiplerine bu piliç tarifini göstererek ortak olmayı teklif eder. Aldığı cevap, gösterilen kapıdan ileri gitmez. Otel parası bile olmadığından külüstür arabasının arka koltuğunda sabahlar. 1000'in üzerinde lokanta dolaşır. Yani binin üzerinde lokantaya bu sefer olacak ümidiyle girer ve hayalleri yıkılarak gösterilen kapıya yönelir. Üstelik yaşam standartları da gittikçe kötüleşir. Arabasına koyacağı benzini zor denkleştirmeye başlar. Ama inanmıştır bir kere. Bu kişinin aldığı bu kadar çok sayıda ret cevabını düşünmek icap eder. Bu ret cevabı alelade bir ret cevabı değildir. Çünkü her ortaklık teklif ettiği lokanta sahibine o teklifi, bu sefer kabul edecek ümidiyle yapar. Sonra... Sonra yıkılır. Ancak tekrar ayağa kalkar. Onu ayağa kaldıran şey nedir? Şüphesiz inanmaktır. Buluşuna inanmak. Bitmeyen azim. Sonunda yaşlı bir lokanta sahibinin kapısını çalar. Tarifi ona okutur. Saçları bembeyaz olmuş bu toparlak yüzlü, kalın gözlüklü ihtiyar ilgi gösterir. Önce inanmakta güçlük çeker Sanders. Derken işe girişirler. Bugün bütün dünyayı sarmış olan Kentucky Fried Chicken zincirlerinin temeli atılmış olur. Bu zincirlerden bir halkasına uğrarsanız, logosunun yanındaki yaşlı adamın o lokanta sahibi olduğu söylenir. > BU YILDIZ KİM DERSİNİZ! Ayakları yere basan bir başarı hedeflemesi, sıra dışı bir zafer öyküsünün ilk mihenk taşıdır. Planlayın ve harekete geçin. Bugün dünyanın en sıra dışı sporcuları olarak tarihe geçen isimlerin, hiç de zengin sayılamayacak bir hayattan geldiklerini unutmayın. Ama onlar bütün olumsuzluklarına rağmen adlarını altın harflerle tarihe yazdırmayı başardılar. Bir dahaki yazımızı, bunlardan belki en çok konuşulan bir yıldızın üzerinde şekillendireceğiz.