Namaza dâir...

A -
A +

Namaz, ibâdetlerin en kıymetlisidir. Namaz kılmak, Allahü teâlânın büyüklüğünü düşünerek O'nun karşısında kendi küçüklüğünü anlamaktır. Kulun âcizliğini, Rabbine îtirâf etmesidir. Bunu anlayan kimse hep iyilik yapar; hiç kötülük yapamaz. Namaz, rûhun gıdâsıdır. Namaz kılarken yapılması emredilen her hareketin, hem bedene, hem de rûha sağladığı faydalar çoktur. Fakirlere, muhtaçlara karşılık beklemeksizin yardım etmeye alıştırır. Namaz kılan bir kişi, yaptığının karşılığını yalnız Allah'tan bekler. Allah'a kulluk etmek için kılınan namaz içindeki her hareketin, son zamanlarda tıp mütehassıslarınca yapılan araştırma ve tetkiklerde, bedene çeşitli faydalar sağladığı ve koruyucu hekimlik yaptığı tesbit edilmiştir. Namaz, insanı disiplinli bir hayâta da alıştırır. Namazın kazandırdığı bu alışkanlık, insanın bütün işlerinde hâkim olmakta, böylece verimin ve başarının artmasına sebep olmaktadır. Sabahın erken saatlerinde namaza kalkan bir müslüman, işine erken başlayacak, gün boyunca Allah'ı hatırlayarak emirlerine uymaya çalışacak ve Rabbine olan bu bağlılığı sayesinde zararlı işleri yapmaktan sakınacak ve günün sonunda yatsı namazını kılıp bir günlük hayat muhâsebesini yapacaktır. Böylece düzenli ve tedbirli bir hayâta kavuşacaktır. ? Dua, istigfar ve merhamet... Kur'ân-ı Kerîm'de "namaz"a "salât" denilmektedir. "Salât", lügatta "insanların duâ etmeleri, meleklerin istiğfâr etmeleri, Allahü teâlâ'nın da merhamet etmesi, acıması" demektir. Namaz, bütün ibâdetleri kendinde toplamış olup ibâdetlerin en üstünüdür. İslâmın beş temel esâsından biriyse de, bu toplayıcılığından dolayı, sanki yalnız başına, müslümanlık demek olmuştur. İnsanı, Allahü teâlânın sevgisine kavuşturacak sâlih amellerin (yararlı işlerin) birincisidir. Kusursuz namaz kılanın, Cehennem azâbından kurtulması çok umulur. Allahü teâlâ, birçok âyet-i kerîmede, "a'mâl-i sâliha" adı verilen yararlı işleri yapanların Cennet'e gireceklerini vaat etmektedir. Namaz bu işlerin başında gelmektedir. Çünkü namaz, insanı günahlardan ve çirkin şeyleri yapmaktan korur. Nitekim, Kur'ân-ı Kerîm'de Ankebût sûresinin 45. âyetinde meâlen; "Kusursuz kılınan bir namaz, insanı pis, çirkin işleri işlemekten korur" buyurulmaktadır. Namazın, bildirilen faydasına kavuşabilmek için farzlarına, vâciblerine, sünnetlerine dikkat ederek ve gönlünü Hakk'a vererek, vakitlerini geçirmeden kılmak lâzım olduğu bildirilmektedir. Namazın ehemmiyetini bildiren âyet-i kerîmeler ve hadîs-i şerîfler pek çoktur. Kur'ân-ı Kerîm'de yüzden fazla yerde, namaz kılmak emri tekrâr edilmekte, hadîs-i şerîflerde namazın nasıl kılınacağı öğretilmekte ve teşvik edilmektedir. ? İlâhî dinlerin hepsinde... Âdem aleyhisselâmdan beri, ilâhî dinlerin hepsinde, namaz kılmak emredilmiştir. Âdem aleyhisselâm ikindi, Yâkub aleyhisselâm akşam, Yûnus aleyhisselâm yatsı namazlarını kılarlardı. Hazret-i Âdem Cennet'ten çıktığında sabah namazı vaktiydi. İki rekat namaz kılmıştı. Hazret-i İbrâhim öğle vaktinde oğlu İsmâil aleyhisselâmı kurban etme emrinden affedildiğinde dört rekat namaz kılmıştı. Yûnus aleyhisselâm balığın karnından kurtulduğu vakit ikindi vaktiydi. Bu zaman dört rekat namaz kılmıştı. İsâ aleyhisselâm akşam vaktinde, Cenâb-ı Hakk'ın verdiği nîmetlere şükür için üç rekât namaz kılmıştı. Hazret-i Mûsâ'ya yardımcı olarak yatsı vaktinde ağabeyi Hazret-i Hârûn gönderildiğinde Hazret-i Mûsâ dört rekat namaz kılmıştı. Vitir namazı, Peygamberimizin Mîrâc'ta kıldığı namazlardandır. Hepsinin kıldığı bir araya toplanarak, müslümanlara 5 vakit namaz farz edildi. Her gün beş kere namaz kılmak, Kur'ân-ı Kerîm'de ve hadîs-i şerîflerde emredilmiştir. Rûm sûresinin 17-18. âyet-i kerîmelerinde Allahü teâlâ meâlen; "Akşam ve sabah vakitlerinde Allah'ı tesbih edin. Göklerde ve yeryüzünde olanların yaptıkları ve ikindi ve öğle vakitlerinde yapılan hamdler, Allahü teâlâ içindir" buyurdu. Akşam yapılan tesbih, akşam ve yatsı namazlarıdır. Sabah yapılan tesbih, sabah namazıdır. İkindi ve öğle vakitlerinde yapılan hamdler, ikindi ve öğle namazlarıdır. Nisâ sûresinin 103. âyetinde meâlen; "Belli zamanlarda namaz kılmak, müminlere farz oldu" buyuruldu. ? "Allahü teâlâ söz verdi" Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve selem) de buyurdu ki: "Cebrâil aleyhisselâm, Kâbe kapısı yanında bana iki gün namaz kıldırdı: Birinci gün, fecr-i sânî (tan yeri) doğarken sabah namazını, güneş tepeden ayrılırken öğle namazını, her şeyin gölgesi kendi boyu olunca ikindi namazını, güneş batarken akşam namazını ve şafak kaybolunca yatsı namazını kıldık. İkinci günü de, tanyeri ağarınca sabahı, her şeyin gölgesi kendi kadar olunca öğleyi, her şeyin gölgesi kendi boyunun iki katı olunca ikindiyi, oruç açarken akşamı ve gecenin üçte biri geçince de yatsıyı kıldık. Sonra, ya Muhammed! Senin ve geçmiş peygamberlerin ve ümmetinin namaz vakitleri, işte bunlardır dedi." Namaz kılmanın önemi, fazileti ve faydaları hakkında pek çok hadîs-i şerîf vardır. Bir kısmında buyurulmuştur ki: "İslâmın temeli beştir. Birincisi, şehâdet kelimesini söylemektir. İkincisi, namaz kılmaktır..." "Kapınızın önünden akan bir suda her gün beş kerre yıkanınca, üzerinizde kir kalmıyacağı gibi, beş vakit namaz kılanların hatâlarını da, Allahü teâlâ affeder." "Namaz dînin direğidir. Namaz kılan dînini sağlamlaştırmış olur. Namaz kılmayan, dînini yıkmış olur." "Allahü teâlâ, her gün beş vakit namaz kılmağı farz etti. Kıymet vererek ve şartlarına uyarak, her gün beş vakit namaz kılanı Cennet'e sokacağına dâir Allahü teâlâ söz verdi." "Kıyâmet günü, îmândan sonra, ilk suâl namazdan olacaktır." "Gözümün nûru ve lezzeti namazdadır." "Namaz müminin mîrâcıdır." "Namaz kılmayanlar, kıyâmet günü, Allahü teâlâyı kızgın olarak bulacaklardır."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.