Dram

A -
A +

ULSAN Ne Güney Kore, ne de dün akşamki maç satırlara sığmaz. Türk futbolunda Fatih Terim'le başlayan zihniyet devriminden izler taşıyordu ilk devre. Şenol Güneş'in kadro seçimi ve oyun anlayışı UEFA Kupası'nı kazanan takımı andırıyordu. G.Saray'ın yabancıları yerine Rüştü, Ümit Özat, Alpay ve Yıldıray monte edilmişti. Oyuncularımız bazı panik anları dışında güçlü rakibine kafa tutuyordu. Rüştü'nin inanılmaz 3 kurtarışı takımı daha da motive ediyordu. İlk yarı, futbolun, Dünya Kupası'nı renklendirmeye aday Milli Takımımız'a bir ödül sayılabilecek golüyle bitiyordu.  İkinci yarı herşey değişmişti... Kadro, oyun anlayışı, hatta seyirci, hatta Rüştü bile... Akıl almaz hatalarımız arka arkaya geldi. Bir kere Türk Milli Takımı'nın maçını yönetecek hakemlerin işi gerçekten zor. Her çaldığın düdüğün sebebini bütün futbolcularımıza tek tek anlatmak mecburiyetindeler. Aksi takdirde dayağı yiyecekler (!) Tabii işin ironisi bir yana, dayağı hakemler değil biz yiyoruz. 2002'de ne bugüne kadar oynanan maçlarda, ne de bundan sonra oynanacak olanlarda bu kadar beleş, bu kadar gereksiz, bu kadar insanı çileden çıkaran kartlar olmadı, olamaz. Milli maçların bildik cümlesidir, "Seyircimize yazık oldu." Dünyanın bu öbür ucunda da kendi evimizdeydik ve Ulsan "Burası Türkiye, burdan çıkış yok" diye inliyordu. Herşeye yazık oldu. Gole, emeğe, seyircimize ve ancak bir romanla anlatılabilecek Koreli dostlarımıza. Umudumuz elbette devam ediyor, ama manzara kötü.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.