Merkez Hakem Kurguları

A -
A +

Bana zorla "ben demiştim" dedirtiyorlar. Sadık İlhan'ın söyledikleri, Metin Seval'ın söylemeye çalıştıkları ile birleşince aylardır yazdığım "ligin kurgulandığı" iddiası açıkça kanıtlanmaya başlandı. Aslında kısa bir süre önce hakemliğini noktalayıp sigorta hastanesi başhekimliği kimliğine geri çekilen Cem Tosyalı bugün çıplak gördüğümüz gerçekleri daha "üstü başı mevcut iken" söylemiş ve pisliği halının altına itelemişti Yavuz Bey. Ey Bülent Yavuz!.. Çoktan gittin de gidemiyorsun... Seval "Akıllı hakem Rize - Yozgat maçının nasıl bitirilmesi gerektiğini anlardı" diyor. "Telkin" kelimesini kullanıyor. Telkin tavsiyeyi, tavsiye emiri, emir ameli davet eder. Bülent Yavuz Bey'in, MHK'nın gücünü kullanarak eğilimler doğrultusunda kurgular yaptığını iddia ediyordum hep, şimdi kanıtlandığını görüyorum kendime zahmet etmeden!.. MHK'nın "şöyle bitse iyi olur" telkininden, "Şöyle bitsin" tavsiyesine, oradan da "Şöyle bitmez ise görürsün gününü" emirlerine başvurduğu kanıtlandı. Şimdilik ligin sadece "altı" konuşuluyor. Üstüne de sıra gelebilir. ***Ve o zat hâlâ orada oturuyor. "Temiz bir lig istiyoruz" pankartını indirten bir hakeminin aslında "temiz bir lig istemediğini" vurgulamış olduğunu ıska geçerek. Merkezi hakemlerimizin kanıtlanmaya başlayan kurgularına rağmen hâlâ daha direniyor. Başı kumda ve koca bir gövde dışarıda kalarak. Güle güle Bülent Yavuz... HABER DEĞİL İHBAR Ülkemizin "kocaman" gazetelerinden birinde bir haber: "Fatih Terim riske girmiyor" başlığı altında Samsunspor karşısında Hakan Şükür ve Frank de Boer'i sahaya sürmeyeceğini, gerekçelerini Terim'in ağzından aldığı (!) bilgiyi de yazarak veriyor. Maçta ise Şükür ve De Boer sahada.... Masa başında haber yazmanın ayıbı da bu kadar olur. Bu nasıl istihbarat, bu nasıl bilgisizlik ve ilkesizlik? Bu nasıl bir artniyet? Bu nasıl "kocaman" gazete olmak? Bir başka "kocaman" gazete Adanaspor maçı sonrası F.Bahçe'nin bir haberini görünür bir yere yerleştiriyor: "Ayak bileğindeki bağlardan biri kopan Yusuf, bir hafta sahalardan uzak kalacak." Ayak bileği neresidir, bağ koparsa adamın ömür boyu sakat kalması gerekir, bu ne menem bir bağdır ki, bir haftada yenilenir... Maalesef... Bilgi yok ama fikir çok... KARINCA - EZMEZ Ben çok beğendim... Zekâ dolu, kıvrak bir espri içeren pankartı, Kadıköy'de gördüğümde çok beğendim. Rakibini kızdırmak, inceden dalga geçmek, aşağılamadan ironiyi kullanmak böyle olmalı. İçinde "humour" varsa ne güzeldir hiciv. Galatasaray'ın filmine atıfta bulunan pankarttan söz ediyorum. Hani şu "Eski açık sarı desene" filmine... "Eski açık altı desene" pankartı son yıllarda stadlarımızdan çekilmeye başlayan "karıncaezmez" ruhunun en güzel örneğidir. Helâl olsun Fenerliler'e... OLİMPİK KUTUPLAŞMA Olimpiyat Stadı'nda soluma bakıyorum ve hiçbir engel olmadan Sibirya'yı görüyorum. Samsun maçında hava sıcaklığı 12 derece olarak ilân ediliyor. Oysa bu Taksim Meydanı'ndan alınan bir değerlendirme. O sırada stadın bulunduğu yer maç başlarken 7, bittiğinde ise 4 dereceyi gösteriyor. G.Saray'ın futbolundaki soğumanın nedeni işte bu. Rüzgâr kalkanı yok, yoldaki molozlar bile ortada. Birileri birilerinin elini kolunu tutuyor ve G.Saray'ın burada bulunması bile Merkez Hakemlerinin Kurguları ile doğa şartları göz önüne alındığında; büyük bir sürprizdir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.