Toplumsal bir olay

A -
A +

G.Saray'ı ilk defa bu kadar yakından gördüm. Hakan Şükür kirli sakal bırakmış, Bülent'in saçları iyice uzamış, Sabri'nin ise bıyıkları terlemiş çoktan. Olimpiyat Stadı'nın eziyetinden kurtulup, İnönü'nün basın tribünü eziyeti ve içimizde bulunan taraftarın baskısı ile maça bakmaya çalıştım. 35 yıldır sağımda olan deniz tarafımdaki kale, soluma geçivermiş. Topa mahkûm, gözleri kan bürümüş ve G.Saray hiç bu kadar "keklik" görünmemişti Beşiktaş karşısında. "Normal" bir oyunu Beşiktaş'ın kazanacağı kesin olduğundan G.Saray'a anormal bir şeyler gerekiyordu. Gözlemci şeref tribününde keyif çatarken, G.Saray kulübesine yapılan eziyetle başladı maç. Önce ilk yarı... G.Saray hesaplarını daha iyi yapmış. Beşiktaş'ın en etkili silahı olan kanat oyunlarını durdurmayı planlamış. Solda Orhan - Ergün düeti son derece başarılı olup Dobrowski'nin yolunu tıkarken, sağda Sabri'yi duble edemeyen Prates inanılmaz hatalar içindeydi. İbrahim, İlhan ve Pancu'nun saldırılarıyla Beşiktaş, G.Saray'ın sadece sağ tarafını hırpalayabildi. İlk 20 dakika G.Saray'da "İki pas üst üste" bulmak mümkün değildi. Orhan ve Ayhan'ın olağanüstü, diğerlerinin de vasatüstü mücadeleleri skoru dengede tuttu. Kanattan gelemeyen Beşiktaş, aralara oynamak mecburiyetinde kaldı. Böyle bulduğu pozisyonlarda da şansı yanında değildi. "Anormal olan tek şey" Beşiktaş'ın G.Saray'a oranla üstelik 5 puanlık avantajına rağmen daha gergin ve daha sinirli olmasıydı. G.Saray oyundaki tek anormallik olan bu unsuru biraz daha sakin oynasa, ilk yarı biterken avantaja çevirebilirdi. Şimdi ikinci yarı... G.Saray ikinci yarıda daha sakin kaldı. Beşiktaş'ın pres isteği hırçınlıkla karışınca kendi kendilerini bozdular. Lucescu'nun önce A.Hassan'la, sonra Sinan'la, ardında da Okan'la yaptığı hamleler hep boşa çıktı. G.Saray durdurulmaz denilen Beşiktaş'ı net bir 3-5-2 ile durdurmayı başarırken, "gecekondu mahallesinde 5 yıldızlı otel gibi" pırıl pırıl parlayan Ayhan'ın iyi futbolu G.Saray'ı İnönü çıkmazında direklere kadar götürdü. Ancak, maç olarak başlayıp "toplumsal bir olay" olarak sona eren gecede Fatih Terim'in "stratejik planlamada" Lucescu'ya açık bir üstünlüğü vardı. Çünkü Lucescu, bekleneni yaparken, Fatih Terim hiç beklenmedik bir planlamayla Olimpiyat Stadı dışına çıktıkça oyunu "tedavi" olan G.Saray'ı fazlasıyla ciğerden oynattı. Gecenin kralı önce Ayhan, sonra Orhan, ama bütün bunları doğru kullanan, kulübeden burnunun ucunu bile çıkartamayan Fatih Terim oldu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.