Enderun usulü teravih geleneği yaşatılıyor!

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Enderun usulü teravih geleneği yaşatılıyor!

Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Şanlıurfa Haliliye Belediyesi tarafından düzenlenen enderun usulü teravih vatandaşların yoğun katılımıyla kılındı. Osmanlı geleneğinin sürdürüldüğü ve Cumhur Müezzinliği eşliğinde kılınan enderun teravihinde yüzlerce vatandaş saf tuttu.

Haliliye Belediyesi tarafından enderun usulü teravih namazı geleneği yaşatılmaya devam ediyor.

Belediyesi ile İl Müftülüğü tarafından her yıl ramazan ayında düzenlenen programla Osmanlı dönemine ait makamlarda ezan, kamet, Kur'an-ı Kerim, ilahiler, kasideler ve dualar okunuyor.

Enderun teravihine vatandaşların yoğun ilgisi oluyor.

Enderun usulü teravih geleneği yaşatılıyor! - 1. Resim

Beş ayrı makam icra edilerek Mevlana Camii’nde kılınan enderun teravihinde; Çamlıca Camii İmam Hatibi Yunus Balcıoğlu, Mustafa Akbaş, Bestekar Sanatçı Mehmet Kemiksiz, Hafız Ahmet Uzunoğlu, Hüseyin Akbulut ve Ramazan Kutlu yer aldı.

Enderun usulü teravih geleneği yaşatılıyor! - 2. Resim

Binlerce vatandaşın saf tuttuğu enderun teravihine katılan vatandaşlar, Haliliye Belediyesi’nin faaliyetleriyle ramazan ayının dolu dolu yaşattığını ifade ederek, bu yıl da geleneğin sürdürülmesini sağlayan Başkan Mehmet Canpolat’a ve ekibine teşekkürlerini iletti.

Kültür ve Sosyal İşleri Müdürlüğüne bağlı ekipler tarafından ise Enderun Teravihi sonrası vatandaşlara lokum ikram edildi.

ENDERUN USULÜ TERAVİH NEDİR?

Osmanlı Devletinde bir ramazan geleneği olan enderun usulü teravih, namazın daha huşu içinde ve sünnete uygun kılınmasının sağlayan bir usul olarak biliniyor.

Terâvih,  sünnet bir ibadet olduğu için 20 rekatın bir anda kılınması gibi bir şart bulunmuyor. Arapça'da tervîhalar manasında olup tervîha, istirahat oturuşu demektir. Rahat kelimesinden gelir. Her 4 rekatte bir, 4 rekat kılacak kadar dinlenilebilir.

Cemaat ister susar, ister zikreder, isterse de başka bir şey yapabilir. Teravihlerin çok hızlı kıldırıldığı günümüze kıyasla, eskiden uzun ve dolu dolu kılınıyordu.

Bu yüzden vaktiyle camiden çıkıp karşı kahvede bir kahve içip tekrar namaza dönen tiryakiler bile oluyordu. Hatta doğuda semaver camide kurulup; cemaat 4 rekatte bir çay içerek istirahat ediyordu.

Osmanlılar zamanında Enderun usulü teravihte sarayda kılınan teravihler, makam bilen Enderun ağaları müezzinliğiyle yapılıyor.

Teravih esnasından en az üç müezzin hazır bulunuyor. Namaz aralarındaki ilahî ve salavatlar, cemaatle birlikte belirli makamlarda söyleniyor. Bunu müezzinleri idare ediyor.

Her ilahinin makamı, bir öncekiyle tenasüp içinde icra ediliyor. En son ilahî, ilk ilahî ile aynı makamda okuyor. Namaza geciken, makamından hangi rekatta olduğunu böylece anlıyor.

Ramazanın ilk 10 günündeki ilahiler coşkulu, ikinciler rahmet ve mağfiret dileyici, üçüncüler ise hüzünlü söyleniyor. Namazda okunan zamm-ı sureler de mana olarak birbiriyle mütenasip, uyumlu olarak seçiliyor.

Mesela rahmet âyetleri, tesbih âyetleri veya Hazret-i Peygamber'den bahseden âyetler seçiliyor. Bu saray usulünün İstanbul'da yaygınlaşması, 17. yüzyılda başlıyor.

Makamlı okuyuşlarda musiki perdelerine uysun diye ayeti kerimelerin harf ve manalarının değişmemesine de dikkat ediliyor.

Sarayda terbiye görmüş müezzinler şehrin büyük câmilerinde de bu usulü tatbik ediyor. Tervihalarda yani ara duraklarda cemaate şerbet ikram ediliyor.

İstanbul camilerinden bu usulde namaz kılınması 1940'lı ve 50'li yıllarda ortadan kalkıyor. Bu geleneğe dair bilgiler Sultan Abdülaziz'in oğlu Şehzâde Şevket Efendi'nin defterine kaydettiği notlara dayanmaktadır.

Düzenleyen:  - Kültür - Sanat
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...