Miyazaki dededen bir öksüz masalı | Sinemada bu hafta

Düzenleyen: / Kaynak: HABER MERKEZİ
- Güncelleme:
Miyazaki dededen bir öksüz masalı | Sinemada bu hafta

KÜLTÜR - SANAT Haberleri  / HABER MERKEZİ

Animasyon sinemasının yaşayan efsanesi Miyazaki, belki de son filmi olan “Çocuk ve Balıkçıl”da savaşta öksüz kalan bir çocuğun anne arayışını masalsı üslupla anlatıyor. Gazze’de yaşananları akla getiren Miyazaki’nin eseri, yine çok karmaşık.

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Bombalar patlıyor; çocuklar annesiz, anneler çocuksuz kalıyor… Gazze’de sayısız insani dramın yaşandığı bugünlerde animasyon sinemasının hayattaki efsanelerinden olan Hayao Miyazaki, -enteresan bir tesadüf üzere- zamanın ruhuyla bütünleşiyor. Emekli olduğunu ikinci defa ilan ettikten 10 sene sonra yeniden sinemaya dönen Japon yönetmen, “Çocuk ve Balıkçıl” adlı son filminde II. Dünya Harbi’nde öksüz kalan bir çocuğun fantastik anne arayışını anlatıyor. Animasyon türündeki eser, 82 yaşındaki yönetmenin âdeta bir veda filmi gibi görünüyor…

SAVAŞIN ALEVLERİ

Eser, II. Dünya Savaşı esnasında Tokyo’da başlıyor. Bir gece gürültüyle uyanan Mahito adlı çocuk, annesinin de içerisinde bulunduğu hastanede patlama olduğunu öğreniyor. Babasının peşinden alevlere doğru koşuyor ve anneciğinin oracıkta vefat ettiğini anlıyor. Derken anne acısıyla dolu Mahito’yu, babasıyla birlikte taşraya taşınırken görüyoruz. Burada teyzesinin artık yeni “annesi” olduğunu öğreniyor. Ve peşini bırakmayan gıcık ve garip bir balıkçıl karşısına çıkıyor. Sonra, ormanın içerisinde esrarengiz bir taş kulenin varlığından haberdar oluyor. Annesinin orada yaşadığın söyleyen balıkçılın teşvikiyle harap hâldeki kuleye giren Mahito, papağanlar ve farklı mahluklarla dolu eksantrik bir dünyaya adım atmış oluyor...

Miyazaki dededen bir öksüz masalı | Sinemada bu hafta

TAM BİR MİYAZAKİ FİLMİ

Usta yönetmen Miyazaki, kendine has sinema dilinin bütün özelliklerini yansıttığı “Çocuk ve Balıkçıl” filminde bir anne ve oğlunun ayrılışı üzerinden yürek burkan ama şaşırtıcı da olan üniversal bir esere imza atıyor; acıları kabullenip dünyanın tekrar ayağa kaldırılması fikrini öne çıkarıyor. “Alice Harikalar Diyarında” gibi fantastik hikâyelerden ilham alan yönetmen, hayatından izler de olan bu eserde, farklı bir âlem meydana getirerek yine masal anlatıyor! Maceradan maceraya koşulsa da dinginlik ve sadelikle seyirci sarılıyor; bir rüyada gibi hissettiren meditatif sekanslar oluşuyor.

Her zaman olduğu gibi değişken bir senaryoya imza atan yönetmenin filmi, ilk başta anlaşılması mümkün olmayan çok fazla durumda barındırıyor. Miyazaki’nin bir sürü şeyi, hızlı bir şekilde anlatma çabası ise zaman zaman seyircinin âdeta hikâye içerisinde nefes alamayıp boğulmasına yol açıyor! Yönetmenin Şito ve Budizm gibi inançlarından eserde izler var. Bu aşırı kısımlar özellikle kader gibi konular üzerinden kendini gösteriyor.

Evet, “Çocuk ve Balıkçıl” Miyazaki’nin en iyi eseri değil ama en tuhafı olduğu kesin! Görselliğin bazen karmaşaya dönüştüğü Hollywood animasyonlarına kıyasla Miyazaki’nin Japon anime tarzı sıra dışı bir tecrübe vadediyor...

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

> Bas Gaza Bas
> Sır Şeytanın Kurbanları
> Çok Aşk
> Oyun Bitti
> Mavka: Ormanın Şarkısı
> Son Akşam Yemeği

EN ÇOK SEYREDİLENLER

> İbi: Doğu Ekspresi'nin Gizemi: 63 bin 606
> Testere X: 40 bin 714
> Dolunay Katilleri: 20 bin 923

Düzenleyen:  - KÜLTÜR - SANAT
Kaynak: HABER MERKEZİ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...