Beyazperde nereye gidiyor?

Beyazperde nereye gidiyor?

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Organize İşler 2 filminin beyazperdedeyken Netflix’te gösterilmesi, sinema salonlarının geleceğini de tartışmaya açtı. Sinemacılar, salonların online platformlara karşı var olabilmeleri için dönüşmeleri gerektiği görüşünde.

MURAT ÖZTEKİN

Türk sineması, ‘patlamış mısır krizi’nden sonra günlerdir yeni bir tartışmanın içerisinde…  Sebebiyse ‘Organize İşler 2: Sazan Sarmalı’ filminin daha sinemalardan kaldırılmamışken online sinema platformu Netflix’te gösterilmesi… Vizyona girdiği ilk iki haftada iki buçuk milyondan fazla seyirciye ulaşan Yılmaz Erdoğan’ın filmi, şimdi Türkiye dâhil 190 ülkede online olarak seyredilebiliyor. Filmin yapım şirketi BKM, kararın sinema sektörünü canlandıracağı görüşünde. Sinemacıların büyük bir kısmı ise durumdan habersiz olan seyircilerin kandırıldığını savunuyor. Aslında bu hadise, Netflix, Amazon Prime, Apple TV gibi internet film platformları karşısında sinema salonlarının gelecekte nasıl hayatta kalacaklarını da münakaşaya açıyor.
Artık yapımcısı oldukları filmlerle sinema salonlarına ise rakip olan internet platformları, geleneksel film seyretme usullerini değiştireceğe benziyor. Bu sene Oscar’a on dalda aday olan ‘Roma’ filmi, salonlarla aynı anda Netflix’te gösterime girerek durumun habercisi olmuştu. Artık büyük bütçeli sinema eserleri, sinemalar yerine tamamen online platformlarda gösterim yapmayı tercih eder mi? Sinema salonları tarihe karışır mı? Bu soruların cevabını ‘Sazan Sarmalı’ krizi üzerinden yönetmen ve yapımcılara sorduk…

TEKELCİLİK ONLINE DÜNYAYA TAŞINABİLİR
“Organize İşler 2” filminde seyircinin aldatıldığını savunan yönetmen Semih Kaplanoğlu “Şu anda bizim konuştuğumuz şey ahlaki bir problem. Film sinemada gösterilip, dijital platformlara taşınabilir. Ama bin 400 salonda filmi gösterime soktuktan hemen sonra dijital platforma koymak hoş karşıladığım bir durum değil” diyor. Kaplanoğlu sinema salonlarının geleceğiyle alakalı olarak da şunları söylüyor: “Netice itibarıyla dijitalleşme bir gerçeklik. Ancak sinemanın bir ‘sanat’ olduğunu düşünüyorum. Yaptığınız şey iyi bir sanat eseri ise her şekilde seyirciye ulaşacaktır, aslolan insanlara ne verdiğidir. Ama elbette kapitalist sistem, salonlarda var olan tekelciliği yeni dönemde dijital platformlara da taşıyacaktır. Memleketin kültürel değerlerini yansıtmak yerine garip tiplerle film yapıp sadece para odaklı iş yapanların hâlini görüyorsunuz.”   

SALONLAR SANATA KALSIN
Yapımcı Ahmet Edebali de “Bir filmin vizyona girdikten iki hafta sonra dijital platforma çıkması, bundan habersizce eseri sinemada seyreden insanları kandırmak manasına geliyor. Bu da uzun vadede, seyircinin salonlardan uzaklaşmasına sebep olabilir. Öte yandan bazı gişe filmleri, gerçek manada bir sanat eseri olmaktan ziyade TV formatı yapımlardır. Bu sebeple salonların yerine, dijital platformlarda gösterilmeleri isabetli olur!” ifadelerini kullanıyor. Yönetmen Murat Saraçoğlu “Bizim çocukluğumuzda ya da ilk gençliğimizde, üçüncü dünya ülkelerinin veya sanayi ülkelerinin çektiği dizileri serederdik. Bu, şimdi tam tersine döndü. Netflix gibi yabancı içerik sahipleri, çok güçlü firmalar bile gelip Türkiye’de unsurlarını inşa ediyor. Ticari rant görmeseler hiçbiri gelmezdi” diyor.

ONLINE PLATFORMLAR HOLLYWOOD GİBİ FİKİR DAYATIYOR
Kadim seyircinin, filmi sinemada seyretme gibi törensel bir anlayışı olduğunu söyleyen yapımcı ve yönetmen Nazif Tunç ise “Sinema salonları kısa ve orta vadede ortadan kalabilecek yerler değil. Ancak işletmeciler, hızla yayılan online platformlara karşı tedbir almazsa salonlar gözden düşmeye başlayacak. Eskiden stadyum gibi sinemalar vardı. Onlar bir takım dönüşümlere uğrayıp, bölündüler. Online platformlar yüzünden sinema salonları da yeniden bir dönüşümün eşiğinde” şeklinde konuşuyor. “Ama kapıdaki asıl tehlike başka” diyen Tunç sözlerine şöyle devam ediyor: “Nasıl Hollywood, emrettiği fikirlerle dünyayı tek yönlü bir şekilde şekillendirdiyse online platformlar da bunu yapıyor; hem de çok daha güçlü şekilde… Yerli olanı bile dönüştürerek yerle bir eden tek tip bir kültür aktarımıyla karşı karşıyayız. Hedefte olan sadece aile değil, cinsiyetleri de yok etmeye çalışıyorlar.”

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...