Sinemada bu hafta | 22 Şubat

Sinemada bu hafta | 22 Şubat

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Jessica Rothe’un başrolünde olduğu “Ölüm Günün Kutlu Olsun 2” korkudan ziyade komedinin ön plana çıktığı bir eser. İlk taksitteki ölüm sarmalının aydınlatıldığı filme yine ‘ergen’ bir ruh hâkim…

İzciler Zombilere Karşı” ve “Paranormal Activity” gibi korku merkezli filmlerde emeği olan yönetmen Christopher Landon, iki sene evvel “Ölüm Günün Kutlu Olsun” filmine imza atmıştı. Eser, üniversitede okuyan Tree Gelbman’ın, tekrar tekrar ölüp dirildiği bir günde, maskeli katiline ulaşıp içinde bulunduğu sarmaldan çıkma çabasını işliyordu... Şimdi ölüm günü yeniden gelip çattı! Korku ve mizahı harmanlayan “Ölüm Günün Kutlu Olsun 2” (Happy Death Day 2U) filminde yine Jessica Rothe, Israel Broussard, Phi Vu ve Ruby Modine gibi oyuncular rol alıyor. Eser, genç Tree’nin niçin bu ölüm sarmalının içerisine girdiğini kuantum teorisine yaslanarak anlatıyor.

Sinemada bu hafta | 22 Şubat

KURTULDUM SANMIŞTI…
Seyredenler hatırlayacaktır; bir önceki filmde  bir defa “hayattan göçen” Tree, kampüsteki cani oda arkadaşı Lori’nin elinden kurtulmuş ve psikopatını camadan dışarı atmıştı. Böylece aynı yerde uyandığı ve sonunda yine “öldüğü” sürekli tekrar eden gün sona ermişti! Ya da öyle sanmıştık…

PARALEL EVRENE YOLCULUK
Caret’la arkadaş olan Tree yeni filmde, kurtulduğunu sandığı bu ölüm döngüsüne tekrar giriyor. Film, Carter’la oda arkadaşı olan Ryan’ın, aynı ölüm döngüsünü yaşamasıyla başlıyor. Olan biteni anlattıktan sonra Ryan’ın iki arkadaşıyla beraber, zamanı moleküler seviyede yavaşlatılabilecek bir makine yaptığı öğreniliyor. Ama bu esnada Tree, sona erdiğini sandığı “ölüm kalım” durumundan çıkmadığını anlıyor. Bu defa katil rollerinin değiştiği kâbus başlayınca asabiyetle hareket eden genç Tree, yaşadığı zaman atlamalarının asıl kaynağına ulaşmak için herkesi peşine takıyor. Ancak geçtiği paralel evrende mazisine uzanan Tree, orada kalmakla normal hayatına geri dönmek arasında bir dilemmaya düşüyor. Genç kadın, bu defa bencillikten sıyrılıp herkesi kurtarmak için paralel evrende mücadele ediyor…

ABSÜRT MİZAHLI CİNAYET SARMALI
“Yarının Sınırında” ve “Ben Ölmeden Önce” gibi son yıllarda seyrettiğimiz filmleri hatırlatan, “Ölüm Günün Kutlu Olsun 2” hâliyle çok orijinal bir hikâye anlatmıyor. Komedi ve korku türleri arasında gidip gelen esere, ciddi bir dram da yediriliyor. İşin dehşetli kısmı ise birkaç sahne ile sınırlı kalıyor. Filmde türler arasındaki geçiş de nispeten problemsiz oluyor. Ancak ortaya konulan mizah çok zekice olmadığı gibi zaman zaman da absürtleşebiliyor. Ölüm gibi ciddi bir mefhumun bir oyunmuşçasına sıradanlaştığı sekanslar işin zayıf yönlerinden oluyor. Buna rağmen eser, eğlendirme vazifesini sonuna kadar yerine getiriyor. Genç bir oyuncu kadrosuna sahip olan filmde, başta Jessica Rothe’unki olmak üzere ustalıklı performanslar seyrediyoruz. Bunun yanında sinemanın unutulmaz eserlerine çakılan selamları da görüyoruz. Ancak tasvir edilen ve vurgulanan, çok milliyetli, karmaşık kültürlü ve cinsiyet sınırları olmayan gençlik de gözlerden kaçmıyor. Toparlayacak olursak; “Ölüm Günün Kutlu Olsun 2” ilk filme nazaran çıtayı biraz daha yükseltmişe benziyor. Sonuna kadar eğlencesi azalmayan film kendisini seyrettiriyor. Ama film; hikâyesinden, mizahına kadar bazı bakımlardan ‘ergen’  kalıyor.

TAŞRAYA 'SESSİZ' BİR BAKIŞ
Karadeniz’de unutulmaya yüz tutan bir lisan olan geleneksel “Kuş Dili” bir filmin merkezinde modern fikirlerin sözcüsüne dönüştü. Türk-Fransız çift Çağla Zencirci ve Guillaume Giovanetti’nin yönetmenliği yaptığı “Sibel” filmi, çocukluğunda geçirdiği rahatsızlıktan ötürü konuşamayan ve bu yüzden kuş dilini kullanan bir kadının eksantrik hayat hikâyesini işliyor. Filmde ana karakteri canlandıran Damla Sönmez’e Erkan Kolçak Köstendil, Elit İşçan ve Meral Çetinkaya gibi oyuncular eşlik ediyor. Konuşamadığı için herkes tarafından dışlanan Sibel, giderek insanlardan uzaklaşarak ormandaki bir kulübede yaşamaya başlar. Sıra dışı kız, kendi gücünü ispat edebilmek adına köylüleri dehşete düşüren bir kurdun peşine düşer. Fakat ormanda asker kaçağı olan Ali’yle taşınması, içinde bulunduğu tecridi kuvvetlendirir. “Sibel”, bir taşra hikâyesine bağlı klişe argümanlar üzerinden geleneksel kültürü karşısına alıyor. Hareketli kamera açılarının kullanıldığı filmin, kendine has bir sinematografisi var.

Sinemada bu hafta | 22 Şubat

YERLİ PARANORMAL ACTIVITY
“Buluntu film” sinema türünün başta “Paranormal Activity” olmak üzere “Mezar Buluşmaları” ve “Ölüm Çığlığı” gibi başarılı numuneleri var. “Tez: 13. Gece” ise amatör çekimi andıran bu türün yerli bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Yönetmenliğini Taylan Işıklar’ın yaptığı filmde psikolojik problemleri olan Narin’le terapi seansları düzenleyen Gaye’nin hikâyesini anlatıyor.

Sinemada bu hafta | 22 Şubat

“Tez: 13. Gece”ün başrollerinde ise Benan Kılıç, Fulya Işıklar ve Hüseyin Yaman var. Filmin hikâyesi şöyle: Psikoloji tahsili gören Gaye, tezi için mevzu olarak Narin’in yaşadıklarını seçer. Onunla yaptığı seansları da kardeşi Barış’ın yolladığı kamera ile çekmeye başlar. Kameradaki kayıtlara bakıldığında, Gaye sadece 13 gece çekim yapabilmiş, o günden bu yana kendisinden haber alınamamıştır.

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ
¥ ‘New York in New York
¥ ‘Karlar Kraliçesi 4’
¥ ‘Döndüm Ben’
¥ ‘Git Be Abi’

EN ÇOK SEYREDİLENLER
¥ ‘Organize İşler 2’      359 bin 464
¥ ‘Hep Yek 3’      148 bin 653
¥ ‘Bir Aşk İki Hayat’     129 bin 821
¥ ‘Alita: Savaş Meleği’     74 bin 932
¥ ‘Lego Filmi 2’     64 bin 186

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...