Darbeli sinema!
KÜLTüR - SANAT Haberleri
Türkiye, tarihi boyunca hep “darbeler memleketi” oldu; demokrasi film şeridi gibi sık sık başa sarıldı. Türk sineması da darbelerden çok çekti. Halit Refiğ ve Yılmaz Güney gibi isimlerin filmleri yakıldı, sinemaya “Stop!” denildi. Yerli sinema bunun intikamını sert bir şekilde aldı ama uzun yıllar darbeleri “iyi” ve “kötü” diye ayırdı. 27 Mayıs sükût ile ikrar edilirken 12 Eylül’de yaşanan insan hikâyeleri birçok filme mevzu oldu. Ortaya konan birkaç 27 Mayıs filmi ise meselenin dramını anlatmaktan uzaktı... 2000’lerden sonra ise durum biraz değişti... 15 Temmuz’u yeniden andığımız bugünlerde darbelerin sinemalardaki yansımalarına bakmakta fayda var...
MURAT ÖZTEKİN
ANONS
YANLIŞ HESAP GECESİ
Yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun’un “Anons” (2017) filmi, yerli sinemada 12 Eylül’ün dışına çıkabilen nadir darbe filmlerinden biri. Talât Aydemir’in 1963 yılında kalkıştığı başarısız darbe teşebbüsüne odaklanılan filmde ihtilali radyodan anonslatmak isteyen bir grup askerin yaşadıkları işleniyor. Bir gecede geçen absürt bir hikâye sunulan eserde ülkenin başına bela olan askerî vesayetin yıkımlarına “kara” bir cepheden bakılıyor. Yönetmen Coşkun, darbecilerle mutedil bir üslupla alay ediyor. Tesirli bir film...
‘BABAM VE OĞLUM’
BİR DOĞUM DARBESİ
Çağan Irmak’ın meşhur “Babam ve Oğlum”u (2005) da arka planına 12 Eylül darbesini alan filmlerden... Gazeteci olmak için babaevini terk eden Sadık, 12 Eylül darbesi yaşanırken hamile eşini kaybediyor ve evladını annesiz büyütüyor. Ancak seneler sonra memleketine dönmekten başka çaresi kalmıyor. Bu ise eski yaraların deşilmesine yol açıyor. Türk sinemasında birçok filme ilham kaynağı olan “Babam ve Oğlum”, darbeden yola çıkarak bazen ajite olabilen ama çarpıcı bir hikâye sunuyor.
‘HÜKÛMET KADIN’
DARBE YILLARI SİYASETİ
Darbe yıllarına mizahi taraftan bakan filmler de var. Başbakan Adnan Menderes’in idam edilmesine yol açan 27 Mayıs darbesinin yaşandığı günlerde geçen “Hükümet Kadın” (2013) da onlardan... Kocası kazada ölünce kendini belediye reisi koltuğunda bulan Xate, okuma yazma dahi bilmez ama beldeyi kendince idare eder. Ancak onun idare edemediği şeyler de vardır... Eserde arka plana konulan ciddi meseleler sulandırılıyor.
‘MEMLEKETTE DEMOKRASİ VARDIR’
O KADAR KOMİK Mİ?
Süleyman Nebioğlu’nun yönetip Müjdat Gezen’in başrolünde olduğu “Memlekette Demokrasi Vardır” (2010) da 27 Mayıs dramını komediye dönüştüren filmlerden... Menderes, darbeciler tarafından Yassıada’ya hapsedildiğinde Baradan isimli “deli” bir rüya görür. Kendisine düşünde ‘Sabık Başvekil’i kurtarması gerektiği söylenir. Baradan yola düşer ama askerler bundan haberdardır. Masalsı bir tarzı olan film ne yazık ki, hem bakış açısı hem de üslubuyla bir darbeyi eleştirmekten uzak...
‘BEYNELMİLEL’
ÇAĞDAŞLAŞMA HİKÂYESİ
12 Eylül üzerinden ilerleyen“Beynelmilel” filmi de Türkiye’nin trajikomik “çağdaşlaşma” hikâyelerinden birine sahip. Sıkıyönetim günlerinde Adıyaman’daki askerî idare “Gevende” denilen düğün çalgıcılarını yakalar. Ancak subaylar yeterince çağdaş bulmadıkların davulcuları Batılı kıyafetlere sokup Batı eserleri çaldırır. Ama “bestelenen” bir marş her şeyi karıştırır. Sarkastik bir tarzı olan film, darbe gerçeğiyle birlikte Türkiye’nin geçirdiği komik modernleşme macerasına vurgu yapıyor.
‘KURTLAR VADİSİ: VATAN’
15 TEMMUZ'UN ARKA PLANI
Türkiye’nin yaşadığı en korkunç darbe teşebbüslerinden biri olan 15 Temmuz ise “Kurtlar Vadisi: Vatan” (2017) filmiyle beyazperdeye taşındı. TV’den sinemaya uzanan serinin son halkası olan eser, “Acaba 15 Temmuz olsa Türkiye’nin başına neler gelirdi” suali üzerinden ilerliyor. Bir yurt dışı operasyonu üzerine kurulu film, Polat Alemdar karakterinin darbenin ayaklarını engellemesini işliyor. Yönetmenliğini Serdar Akar’ın yaptığı eser, dizi tarzında...