Alper Altun: TGRT Haber'in kalitesi hemen fark ediliyor

Alper Altun: TGRT Haber'in kalitesi hemen fark ediliyor

MEDYA Haberleri

TGRT kurulduğu yıldan itibaren sektörün en saygın medya kuruluşlarından biri oldu. Ben de tam 11 yıl sonra ilk göz ağrım olan kanala döndüm...

EMEL BALTACI

Erzurumlu bir baba ve İstanbullu bir annenin oğlu Alper Altun... Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde okurken arkadaşlarının ‘Diksiyonun çok güzel, bunu değerlendir’ sözleri ile önce radyoda sonra da kameraların önünde bulmuş kendini.  Dönemin en başarılı televizyoncularından eğitim aldı. İlk ekran tecrübesine TGRT HABER’de erişen başarılı sunucu, ardından sırasıyla FOX, Al Jazeera ve TRT gibi birçok kanalda önemli işlere imza attı. Şimdi ise kendi tabiriyle ‘İlk göz ağrım’ dediği TGRT Haber ekranlarından Gün Biterken programıyla sesleniyor seyirciye. Gelin kendisiyle yaptığımız keyifli söyleşiye bir göz atalım.

Radyodan ekran karşısına geçiş serüveninizi dinleyebilir miyiz?
Kurs ve TRT spikerlerinden aldığım özel dersler sonrası bölgesel bir radyoda haber bülteni sunmaya başladım. Sonrasında ulusal bir radyoda programlar ve haber bültenlerine devam ettim. Bu süreç sekiz sene sürdü. Daha sonra TGRT Haber 2004’te kurulduğunda önce bir mail gönderdim. Aynı gün cevap gelmiş ve ertesi günü deneme çekimi için çağrılmıştım. Kamera karşısına geçip bir iki kısa haber okuduktan sonra yeterli olduğunu söylediler. O kadar kısa sürdü ki ‘Beğenilmedim herhâlde’ diye düşündüm. Ama çekim biter bitmez haber koordinatörünün odasına çağrıldım ve işe alındım. 

Peki yıllar sonra TGRT ekranlarına yeniden dönmek size neler hissettirdi? Bu süreçte sizde ve TGRT’de nelerin değişmiş olduğunu gözlemlediniz?
TGRT Haber’den ayrıldıktan on bir sene sonra 2017’de ilk göz ağrıma yeniden dönmek beni çok mutlu etti tabii. TGRT kurulduğu yıldan itibaren sektörün en saygın medya kuruluşlarından biri oldu. Bugün de aynı itibarı koruyor. Bütün medya kurumlarıyla bir sinerji hâlinde kalitesi ve farkını hem seyircilerine hem de Türk medya sektöründe çalışanlara hissettiriyor. Yaklaşık iki senedir yeniden buradayım.

Reyting uğruna asla yapmam dediğiniz hassasiyetleriniz var mı?
Ajitasyon, insanların duygularını rencide edecek haberler, vatandaşı kötülüğe özendirebilecek bir anlatım... İsterlerse beni dünyanın en popüler habercisi hâline getirsin. Reyting için böyle tekniklere asla tevessül etmem. Çünkü icra ettiğimiz mesleğimizin bir vebali olduğunu düşünüyorum. 

Haberlerinize yorum da katar mısınız?
Evet, çok sık olmasa da kendi yorumlarımı katıyorum. Bunu her kurumda, haber kanalında yapmak mümkün değil. TGRT Haber bu konuda bizi belli ölçüler çerçevesinde serbest bırakıyor hatta yüreklendiriyor.

Sosyal medyayla aranız nasıl?
Oldukça iyi. Adı üstünde biz medyacıyız ve “sosyal medya” da bu durumda bizim işimizin bir parçası oluyor.

Bu meslek sosyal mecralarda size artı bir fren mekanizması oluşturuyor mu?
Çalıştığımız kurumlar ve meslekteki geçmişimiz, bulunduğumuz konum, sosyal medyada kafamıza estiği gibi hareket etmemizi önlüyor.

Aynı zamanda eğitimci yönünüzün olduğunu da biliyoruz. Günümüzde bu işi yapmak isteyen gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesinde sunuculuk, moderatörlük, hitabet, diksiyon ve yeni nesil medya üzerine dersler veriyorum. Öncelikle gençlere doğru ve etkili iletişimin önemini anlatıyorum. İyi bir haberci olmaları için de gündeme hâkim olmak, bol bol okumak ve bir konuda uzmanlaşmak son derece önemli. Okuldan mezun olduklarında bir işe girebilmek için haber yazma konusunda da pratik yapmış  olsunlar. İşe girince tecrübe kazanırım diye düşünmesinler. Her zaman kendilerini geliştirmek için kendileriyle yarışsınlar.

Değişen dünyada haberciliğin ve televizyonculuğun geleceğini nasıl görüyorsunuz?
‘Vatandaş gazeteciliği’ dediğimiz olgu, sosyal medyanın ve akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla daha belirgin bir hâle geldi. Televizyon izleme süreleri düşüyor, internette harcanan zaman artıyor. Gazeteler, televizyonlar, radyolar, dizi ve film sektörü dijitalizm diye adlandırabileceğimiz bu çağa ayak uydurmak zorunda. Medya dijital medya karşısında tamamen buharlaşıp, yok olmaz. Fakat ayakta durmak için de yeni projeler üretip dijital medya ile eş güdüm içinde hareket etmeli.

BAZEN UÇUYORUM BAZEN DALIYORUM
Biraz da özel sorular sormak istiyorum. Kendinize vakit ayırabiliyor musunuz? Sporla aranız nasıl?

Kendime vakit ayırabiliyorum. Ama bunun için gece saat birde işten çıkmama rağmen sabahları erken kalkıyorum. Seyahat etmeyi çok severim. Spor da yapıyorum. Paraşüt, tüplü dalış ve rafting gibi ekstrem sporlara da merakım var. Zaman zaman uçuyorum, kimi zaman dalıyorum.

KARİYERİMİN MİMARLARI
“Kariyerimin şekillenmesinde önemli payı var” dediğiniz isimler kimlerdir?

Radyo 7’den Ferman Karaçam.
FOX’tan Doğan Şentürk.
Al Jazeera’den Gürkan Zengin.
Ve şimdi TGRT Haber’den Aslıhan Ören. 

ON DAKİKALIK VİDEO İÇİN ON SAAT ÇALIŞIYORUZ
Farklı projeleriniz var mı?

Zaman zaman üniversitelerin ve STK’ların organizasyonlarında yer alıyorum. Kimi zaman da yurt dışı organizasyonlarında muhtaç ve mazlum insanların yaşadıklarına şahit olup bunları haberleştiriyorum.

Birbirinden değerli konuklarla bir araya geldiniz. En çok heyecanlandığınız anları bizimle paylaşır mısınız?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde ayaküstü 10 dakika süren bir röportaj yapmıştım. Bir elimle mikrofonu tutuyordum, diğer elimle kendisinin elini... Ama bu arada sanırım heyecandan elini bırakmamıştım. Hatta elini o kadar sıkı kavramışım ki koruması Erdoğan’ın elini benim elimden kurtarmak için müdahale etmek zorunda hissetmişti kendini.

Sizin gibi bazı ekran yüzlerinin YouTube kanalı açtığını ve buradan yeni bir tür habercilik yapmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bu yeni trende bakışınız nasıl?
Evet bu trendi ilk yakalayan isimlerden biri Cüneyt Özdemir. Bunun devamı da geliyor. Ancak dünyada en çok seyredilen haberci, Filipinlerden Müge Anlı tarzı haber programı yapan ve üç milyon abonesi olan bir anchorman. Bu da 100 milyona yakın eğlence ve vlog yayını yapan YouTuber’ların olduğu bu platformda haber içerikli kanallara pek rağbet olmadığını gösteriyor. Zaten Youtube kitlesi haberi ve siyaseti hatta ünlüleri pek sevmez. Ben de yeni kurduğum kanalımda henüz bir tarz oturtmak için uğraşıyorum. Tabii çok zahmetli, yoğun emek ve zaman isteyen bir uğraş olduğunu da söylemeliyim. Yeri geliyor 10 dakikalık bir video için 10 saat harcamak gerekiyor.

KISA KISA
¥ En son okuduğunuz kitap?

Şu anda Yuval Noah Harari’nin ‘21. Yüzyıl için 21 Ders’ kitabını okuyorum.

¥ En son seyrettiğiniz film?
James Cameron’ın Alita isimli eseri...

¥ Sinema mı tiyatro mu?
Kendimi bildim bileli sinema salonlarındayım. 

¥ En son hangi konsere gittiniz?
Harbiye açık hava konserinde Tarkan’ı dinledim.

¥ Kahve mi çay mı?
Kahve de severim ama çay biraz daha baskın gelir.

¥ Twitter mı yoksa Instagram mı?
Gündemle daha iç içe olduğu için tabii ki Twitter.

¥ Trump mı Putin mi?
İkisi de değil.

¥ Basılı kitap mı e-Kitap mı?
Bir zamanlar Amazon’dan Kindle aldım ama basılı kitabın yerini bir türlü tutmadı.

 

Düzenleyen:  - MEDYA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...