Erdoğan'dan ABD'ye cevap: Ateşkes ilan etmemiz söz konusu değil

Düzenleyen:
Erdoğan'dan ABD'ye cevap: Ateşkes ilan etmemiz söz konusu değil

POLİTİKA Haberleri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevaplandırdı, önemli açıklamalar yaptı.

Nebi Miş BAKÜ / İSTANBUL

Erdoğan’ın mesajları özetle şöyle:
Barış Pınarı Harekâtının bugün 7’nci günündeyiz. Harekât planlandığı gibi başarıyla yürüyor. Dördüncü günde Resülayn, beşinci günde Tel Abyad’ı teröristlerden arındırarak buraları güven altına aldık. Bugün itibarıyla yaklaşık 32 kilometrelik derinliğe ulaştık. M4 Karayolunu kontrol altına aldık. Bu süreçte sivillerin zarar görmemesi için azami gayret gösterdik.
Sahadaki gelişmeleri koordine etmek için ABD ve Rusya ile görüşüyoruz. Dün (önceki) akşam Sayın Trump ile görüştüm. Onun öncesinde Macron ile görüştüm. Bu akşam da Sayın Putin ile görüşeceğim. (Dün görüşme gerçekleşti.) ABD’nin “Ateşkes ilan edin, biz de müzakere için ara buluculuk yapalım” teklifine karşı “Biz terör örgütü ile masaya oturmayız” diye cevap verdim. “ABD gibi bir ülkenin bir terör örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti devleti gibi bir müttefikinizin arasına girmesini doğrusu ben savaş hukuku bakımından da siyaset bilimi bakımından da asla doğru bulmuyorum” dedim. Bunu da Sayın Trump’a söyledim.

Arabuluculuk teklifi Trump’tan mı geldi?
Evet. Şimdi de Trump’a bir teklifimiz oldu. Biz dedik ki bir heyet gönderin. Çünkü “Ateşkes ilan edin” diyorlar. Bizler asla ateşkes ilan edemeyiz. O bölgeyi terör örgütünden temizleyinceye kadar bizim ateşkes ilan etmemiz mümkün değil. Çünkü biz burayı güvenli bölge olarak ilan ediyoruz. Burayı güvenli bölge hâline getirdiğimiz zaman ülkemizdeki bunca o toprakların sahiplerinden arzu edenlere kendi topraklarına gidebilme imkanını da sağlamış olacağız. Ve onların lojistik desteğini, korumasını da biz temin edeceğiz. “Bu da sizinle daha önce yaptığımız görüşmedir” dedim. Çünkü bunların hepsi bizim bilgisayar kayıtlarımızda da var. Sayın Trump benim bu teklifim üzerine, önce Mike Pence ve Ulusal Güvenlik Danışmanı O’Brien’ı Türkiye’ye gönderiyordu. Fakat daha sonra galiba Pence’i gönderme kararını aldılar. Bu akşam Ulusal Güvenlik Danışmanıyla da İbrahim Bey bir görüşme yapacaklar. Ve büyük ihtimalle yarın bu heyet Ankara’da olacak ve görüşmeleri gerçekleştirilecekler.­­­­

MENBİÇLİ AŞİRETLER YARDIM İSTİYOR
Menbiç’e rejimin girmesi benim için çok çok olumsuz değil. Niye? Sonuçta bunların kendi topraklarıdır. Ama burada terör örgütlerinin kalmaması benim için önemli. Yani bizim onlara söylediğimiz “Burada YPG/PYD kalacak mı kalmayacak mı?” Sayın Putin’e de ben bunu söyledim. Eğer terör örgütlerinden Menbiç’i temizliyorsanız, buyrun buranın bütün lojistiğini siz sağlayın veya rejim sağlasın. Ama yok bunu böyle yapmayacaksınız, oradaki aşiretler bize ‘gelin bizi kurtarın’ diyor. Çünkü Menbiç’in tamamına yakını Arapların. Fakat şu ana kadar bir cevap gelmedi.

TRUMP’IN TWEETLERİNİ TÂKİP EDEMEZ OLDUK
Sayın Trump’ın şu ana kadar yaptığı twitter açıklamalarına baktığımızda artık bu tweetleri takip edemez konuma geldik. İzleyemiyoruz. Israrla arabuluculuk, ısrarla ateşkes... Artık dayanamadım, “gönder bir heyet, biz bu heyetle bunları konuşalım. Ama asla biz bir terör örgütüyle masaya oturmayız. Ateşkesi biz bir terör örgütüyle konuşmayız” dedim.

TEHDİTLERE KARNIMIZ YOK BİZ BİZE YETEN BİR ÜLKEYİZ
Trump’ın tutarsız durumunu nasıl değerlendirirsiniz? Yaptırımlarla ilgili endişemiz yok dediniz ama muhtemel hazırlıklarla ilgili bizi bilgilendirir misiniz?
Türkiye artık kendine yeten bir ülke. Tarihimiz itibarıyla baktığımız zaman Çanakkale’de bir tas çorbaya talim etmiş bir ülkeyiz. Şimdi birileri yok şöyle yok böyle diyor. Göreve geldiğimizde savunma sanayiinde yüzde 20 kendimize yeten bir durumumuz vardı ama şu anda yüzde 70 oranında savunma sanayiiyle ilgili bütün ihtiyaçlarımızı kendimiz karşılıyoruz. Gerek yurtiçi gerekse yurtdışı terörle mücadelede silah, mühimmatı biz kendimiz üretiyoruz. Bunlarla biz bu işin mücadelesini veriyoruz. Ne dedi? “Patriot vermiyorum.” Verme. Ne oldu? Biz de S-400’ü aldık. Bu sefer de başladı “S-400’ü alamazsın.” Aldık. Teslimatı da yapıldı. Ve şimdi son paketi Aralık’ta geliyor. Belki de Kasım’da gelecek. Şimdi artık çaresizlik yok. Dünyada yok yok. İstediğin bir şeyi istediğin yerden bulursun. Alman Dışişleri Bakanı çıkmış, haddini bilmez bir adam, ‘Türkiye’ye silah satmayacağız’ diyor. Aman yandık! Ben kaybetmem siz kaybedersiniz. Sen siyaseti de bilmiyorsun, siyaset acemisisin. Siyaseti bilsen böyle konuşmazsın. Sen satmadın da ne olacak yani, biz bittik mi? Biz bize yeteriz. O vermiyorsa bir başka yerden alırız. ABD “F-35 vermiyorum” dedi. Düşünün 1 milyar 400 milyon dolar ben ödeme yapmışım ve F-35’in önemli parçalarını da ofset kapsamında Biz Türkiye’de üretiyoruz ve onlara veriyoruz. Biz bir yerde müşterisi değiliz aynı zamanda da bu işin ortağıyız. Adamlar kalkıp bize meydan okuyorlar. Şimdi bu ne yaptı? Aynı zamanda 7-8 milyon dolar her F-35 uçağının maliyetini de artırdı. Peki sen bunu bize vermedin, biz ne yapacağız, çaresiz miyiz? Alternatiflerimiz hazır. Hemen alabileceğimiz yerler var ve teklifler de gelmeye başladı.

AKINCI'NIN AÇIKLAMASI

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, tepki çeken bir açıklama yaptı.

Macron da “KKTC Cumhurbaşkanının harekat ile açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” diye sordu. Ben de sordum “Ne zamandan beri KKTC’yi tanıyorsunuz?

ADANA MUTABAKATI HAREKATIN ESASINI OLUŞTURUYOR
Yaptırım listesinde Enerji Bakanı da var bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bunu kabul edilebilir bulmak mümkün değil. Mal varlıklarına el konulacakmış. Amerika’da mal varlığı varsa… Yaptırımlar tekrar gözden geçirilecekmiş. Bunları neye göre söylüyorsunuz? Benim arkadaşlarımın hiçbirinin ABD’de herhangi bir malı yok. Böyle bir şeyi kabullenmek, yutmak mümkün mü? Yani biz Türkiye olarak bir kabile, çadır devleti değiliz. Sen Türkiye’ye nasıl böyle bakarsın. Bir taraftan “NATO’da ortağımsın” diyeceksin. “Seninle yıllar yılı biz ortak mücadele verdik” diyeceksin. Bunun dışında da biz teröristlere karşı bu mücadeleyi sırtımızı Adana Mutabakatı’na dayayarak yapıyoruz. Adana Mutabakatı bu işin zaten esasını oluşturuyor. İkinci bir madde bütün NATO üyesi ülkelerin şu anda bizim yanımızda yer alması gerekir. Bu yükümlülüktür. Kim bunlar? Başta AB üyesi ülkeler. ‘Kapıları açarız’ dedim rahatsız oldular. Bu işin de ne kadar ciddiye doğru gittiği şimdi ortaya çıkıyor. Böyle giderse zaten işin varacağı yer orası.

Düzenleyen:  - POLİTİKA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...