Destici'den teröre karşı "devşirme asker" teklifi

BBP Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Hatay ziyaretinin ardından gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri, yazarlar ve gazetecilerin katıldığı kahvaltıda açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin terörle mücadelesi ve Suriye'de izlediği politika ile ilgili gazetecilerin sorularına cevap veren Destici, önemli açıklamalarda bulundu. nbsp;
nbsp; AK Parti'nin içinde Başbakan'ı PKK çizgisine çekmeye çalışanların olduğunu belirten Destici, "Terör sadece şehitler vermiyor. 500 milyar dolar para harcamışsınız, bunun kümülatif değeri bizim hesaplamalarımıza göre 1 trilyon 250 milyar dolar, Türkiye'nin 30 yılda harcadığı para. Bu politikalarla terörü bitiremezsiniz. AK Partinin içerisinde Başbakan'ı PKK çizgisine getirmeye çalışanlar var. Başbakan'ı PKK ile masaya oturtmaya çalışanlar var, bu büyük bir tuzaktır. Bu Başbakan'a bir tuzaktır. Başbakan sadece AK Parti'nin genel başkanı değildir, Başbakan'a tuzak demek Türkiye'ye tuzak demek, büyük Türk milletine tuzak demek. Terörle mücadele konsepti yeniden gözden geçirilmesi lazım. 30 yıldır terörle mücadele edilmedi, ediliyormuş gibi yapıldı, bugünde terörle mücadele edilmiyor ciddi anlamda. Terörle mücadele eden bir ülke terörün finans kaynaklarını kesmez mi? Hala BDP'li belediyelerden PKK'ya para aktarılıyor, ama siz bunların yetkisini yeni Büyükşehir yasasıyla genişletmeye çalışıyorsunuz. Yeni Büyükşehirler hediye etmeye çalışıyorsunuz BDP'ye, PKK'ya. Adam gibi terörle mücadele edecek bir istihbarat birimi oluşturmuyorsunuz, niye mobil birlikler oluşturulmuyor?" diye konuştu. nbsp;
nbsp; nbsp;
TERÖRLE MÜCADELEDE DEVŞİRME ASKERLERDEN OLUŞAN MOBİL BİRLİKLER ÖNERİSİ nbsp;
30 yıldır çözülemeyen terör sorunu ile ilgili hazırladıkları acil yapılması gereken çözüm önerilerini sıralayan Destici, "Yeni demokratik sivil bir anayasa yapılmalıdır. İdam cezası geri getirilmelidir. Halkın yüzde 98'i teröristler için idam cezasının geri getirilmesini istiyor. Mobil birlikler kurulmalı. Mobil birlikler dağda PKK gibi yaşayan, fiziki olarak onlardan daha iyi, daha iyi silahları olan, coğrafi şartlara dayanabilen, en az 5 bin kişilik bir grup. Bunların tek bir görevi var, dağdaki teröristleri etkisizleştirmek. Bizzat Sayın Başbakan'a, Genel Kurmay Başkanı'na dedim, 'bunların yarısını devşirme yapın' dedim. Devşirme derken Yeni Zelandalılardan bahsetmiyorum, bizim akraba soydaş topluluklarımızda bu işi yapan çok iyi profesyoneller var. Alırsınız bunları getirirsiniz, 10 bin dolar maaş verirsiniz, bizimkilere de aynı maaşı verirsiniz. Öyle sen 2 bin dolar verip hudut birliği oluşturamazsın. 15 bin kadro açarsın bin kişi gelmez. 5 yılda emekli edersin, bunlar geri ülkelerine dönecekleri için burada kalıp mafyacılık yapamaz. Akrabası, yakını da yok kimseyle irtibat kuramazlar. Sadece terör örgütüne yönelik özel bir istihbarat birimi kurulmalı. Kandil başta olmak üzere sınır dışındaki PKK kampları yok edilmeli. Terörün gelir kaynaklarının sıfırlanabilmesi için Terör Finansmanı ile Mücadele Kurumu (TEFİM) kurulmalıdır. Sınır güvenliği ihlalleri mutlaka ortadan kaldırılmalı. Terör enstitüsü kurulmalı. Terörün uluslararası desteğine karşı etkin, kararlı ve cesur adımlar atılmalı. Eğitim sistemi yeniden gözden geçirilerek öğretmen ve imam kadroları gözden geçirilmeli, bölgeye milli ve manevi değerlere sahip kadrolar gönderilmeli. Bölgede eğitim, sağlık, ticaret, tarım, kültür şehirleri oluşturulmalı. Köy, belde, ilçe, il ve Büyükşehir yasası yeniden düzenlenmeli. Medya planlaması yapılmalı" şeklinde konuştu. nbsp;
nbsp; nbsp;
"BAŞBAKAN BALKON KONUŞMASINI HATAY'DA YAPMASI LAZIM" nbsp;
nbsp; Terörün son günlerde artmasının en önemli sebeplerinden birisinin Türkiye'nin izlediği Suriye politikalarının gösterildiğini ifade eden Mustafa Destici, "Şuanda Türkiye'nin izlediği Suriye politikası beni, milleti tatmin etmiyor. Türkiye'nin iki tane tezi var Suriye ile bu noktaya gelinmesinde; birincisi 'Esed bize verdiği sözleri tutmadı' dediler. İkincisi ise, 'orada Müslüman kardeşlerimiz öldürülüyor' dediler. Esed size hangi sözü verdi, yerine getirmedi bunu millete söyleyin. Hatay'da Türkiye'nin 2 tane ana problemi var; birincisi ekonomik, ikincisi ise orada inanılmaz bir şekilde milletin arasına nifak sokmaya çalışan hem yabancı istihbarat örgütü elemanları, ajanlar var, hem de içeriden bölücü, ayrılıkçı gruplar var. Devletin en yetkili isimlerinin mutlaka Hatay'a gitmesi lazım, vatandaşlarla konuşması lazım. Balkon konuşmasının Hatay'da yapılması lazım. Hatay'ın balkon konuşmasına ihtiyacı var" ifadelerini kullandı. nbsp;
nbsp; nbsp;
"TERÖRLE MÜCADELEDE İSTİHBARAT ZAFİYETİ VAR" nbsp;
Yaptığı açıklamaların ardından gazetecilerin sorduğu sorulara cevap veren Mustafa Destici, "Sadece PKK'ya karşı çalışacak, insana dayalı ve teknik açıdan donanımlı bir istihbarat biriminin bölgede kurulmasını istiyoruz. 28 yıl geçmiş, 300 kişilik PKK ordusu giriyor Türkiye'ye havan toplarıyla, roket atarlarla, senin istihbaratın bunu görmüyor. Bingöl'de polislere saldırı gerçekleştiriliyor, kapsamlı operasyonun sürdürüldüğü bölgede 2 gün sonra 10 kilometre öbür tarafından bu sefer askeri konvoya pusu kuruluyor ve 10 tane askerin şehit ediliyor, hangi istihbarat. En önemli zafiyetlerden birisi istihbaratta yaşanıyor" dedi. nbsp;
nbsp; nbsp;
"ÖCALAN SÜRECE DAHİL EDERLERSE KÜRDİSTAN'I KABUL ETMİŞLER DEMEKTİR" nbsp;
Destici; bir gazetecinin, "Öcalan'ın daha sempatik bir hale getirilmesinden uzun süredir konulan ev hapsine çıkartılma sürecine resmen başlanmış gibi bir anlam çıkartılabilir mi?" şeklindeki sorusuna ise şu şekilde cevap verdi: nbsp;
nbsp; "Abdullah Öcalan ile PKK terör örgütü arasında bir uyumsuzluk olabileceğine ihtimal vermiyorum. Bunun büyük bir kandırmaca ve dezenformasyon olduğunu düşünüyorum. Bunu, milleti tamamen bu işlerde oyalama ve masaya oturtma taktiklerinden birisi olarak görüyorum. Bu süreçlerin hepsi daha önce yaşanmadı mı? Bunlar büyük bir kandırmaca. Hükümet üyeleri, basınımızdaki bazı kişiler buna nasıl alet oluyor bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Başbakan'ı masaya oturtmakla ilgili bir projenin ayakları bunlar. Abdullah Öcalan'a ev hapsine gidecek sürecin altyapıları hazırlanıyor bu tür haberlerle. Abdullah Öcalan'a şirin gösterilmeye çalışılıyor. Milletin hafızasıyla dalga geçiliyor, sanki bu terör örgütünün kurucusu Abdullah Öcalan değil, bütün bu kanlı eylemlerin sorumlusu, uygulayıcısı bu değil gibi. Şimdi Fehman Hüseyin gibi bir kimlik çıkarttılar ortaya, sanki PKK'nın kötü adamı Fehman Hüseyin, aslında diğer hepsi barıştan yana. Fehman Hüseyin Esed'in adamı. Bu kadar saflık olmaz. Öcalan'ı sürece dahil ederlerse bu resmen Güneydoğu Anadolu'da özerk bir Kürdistan'ı kabul etmişler demektir. Milletin uyanması lazım. Buda terör örgütünü destekleyen birinci halkanın projesidir. Bu birinci halkanın mutlaka Türkiye'de hem basında hem kamuoyunda hem AK Parti içinde, mutlaka CHP içinde sözcüleri var, uzantıları var. MHP'nin içinde olduğunu bilmiyorum ama diğerlerini biliyorum. Benim, 'AK Parti içinde Başbakan'ı PKK çizgisine getirmeye çalışıyor' dediğim grup resmen bu işi planlı bir şekilde yapıyor. Başbakan'da da gördüğüm şu; bütün kurgular 2014'e göre yapılıyor, Cumhurbaşkanlığı seçimine göre yapılıyor, bütün kurgular yerel seçimlerde AK Parti'nin şuanda yüzde 50'lerin altına düşmüş, yüzde 46'larda olan oyunu 50'lerde tutmaya göre yapılıyor. Büyükşehir yasasının Türkiye'ye hiçbir faydasının olmadığını Başbakan'da biliyor. AK Parti'nin 330 milletvekilinin en az yüzde 70'i bu yasaya karşı. Bana söylüyorlar 'başkanım buna muhalefet edin bu çok tehlikeli bir yasa' diyorlar. Ama yarın 'evet' diyecekler meclise geldiğinde." nbsp;