Erdoğan: Esad verdiği sözleri tutmadı

/ Kaynak: AA
Erdoğan: Esad verdiği sözleri tutmadı

Politika Haberleri  / AA

Başbakan Erdoğan, "Türkiye'nin Suriye konusundaki hassasiyeti, tamamen komşuluk hukukumuzdan, yüzyılları bulan kardeşlik bağlarımızdan, akrabalık ilişkilerimizden kaynaklanıyor" dedi. Daha önce olaylar olmadan, gelişmelerin seyrini görüp, Esed'i uyardıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: "Yapması gereken reformları hatırlattık. Kendisine her türlü yardımda bulunmanın sözünü verdik. Ama maalesef Esed yönetimi bizim ikazlarımızı dinlemedi, bize, halkına ve dünyaya verdiği sözleri tutmadı. Kimse bizden Suriye halkının meşru taleplerinin şiddet, baskı, zulüm yoluyla bastırılmasına seyirci kalmamızı bekleyemez."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İSEDAK Stratejisi'nin getirdiği yeni işbirliği yapısı ve vizyonun uygulanabilmesi için İSEDAK statüsünde değişikliğe gidilmesi gerektiğini belirterek, "Bu çerçevede, öncelikle üye ülkelerin işbirliğimizin merkezindeki rolünün daha da pekiştirilmesini, temin etmeliyiz. Ayrıca sekreterya hizmetlerinin daha etkin ve profesyonel biçimde yapılmasına dönük bazı değişikliklere de ihtiyaç var" dedi. nbsp;
nbsp; Başbakan Erdoğan, Grand Cevahir Otel'de gerçekleştirilen İSEDAK Bakanlar Zirvesi'nin açılışındaki konuşmasında, 30 yıla yakın bir süredir faaliyet gösteren İSEDAK çatısı altında gerçekleştirilen işbirliğinin gelecek yıllarda daha iyi noktalara ulaşacağına inandığını ifade ederek, alınacak kararların, çıkacak sonuçların bütün İSEDAK üyesi ülkeler için hayırlara vesile olmasını temenni etti. nbsp;
nbsp; İSEDAK'ın 28. yılının idrak edildiği bu dönemde, dalgalı ve kırılgan bir küresel ekonomiyle karşı karşıya olunduğunu dile getiren Erdoğan, "Bu sıkıntılar sadece Avrupa'yı, sadece ABD'yi değil, İSEDAK üyesi ülkeleri de olumsuz etkiliyor. Yaşanan istikrarsızlık ve kırılganlık, küresel ekonominin mevcut mimarisinin sorgulanmasına neden oluyor. Alternatif ekonomik model arayışları, giderek hızlanıyor" diye konuştu. nbsp;
nbsp; Erdoğan, İSEDAK üyesi ülkelerin, küresel ekonominin sağlam ve istikrarlı bir yapıya kavuşması için yapabilecekleri bulunduğuna işaret ederek, "Öncelikle, bu süreçte İSEDAK'a ve üye ülkelere düşen rollerin ne olduğu konusunda gerekli çalışmaları yapmalıyız. Esasen medeniyetimizde mevcut olan birikim ve değerleri işleyip yeniden üreterek, tüm insanlığın istifadesine sunabiliriz. Bunu başardığımızda, daha yaşanabilir, sürdürülebilir ve huzurlu bir dünyanın inşasına, önemli bir katkı sağlayacağımıza inanıyorum. Daha adil ve yaşanabilir bir dünya, ancak kolektif bir çalışmayla mümkün olabilir" dedi. nbsp;
nbsp; İslam toplumlarını küresel rol üstlenmeye sevk eden çeşitli sebepler bulunduğunu ve bu sebeplerin en başında, "İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olanıdır" ilkesinin geldiğini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: nbsp;
nbsp; "Ayrıca son dönemde, ülkelerimizin dünya ekonomisi içinde sahip bulundukları ağırlığın artmasıyla, İslam ülkelerinde yaşanan hızlı değişimi de dikkate almalıyız. İslam toplumlarında insan hakları, hukukun üstünlüğü, şeffaflık ve hesapverebilirlik konusundaki taleplerin artmasını da bu süreçte etkili olan unsurlar arasında sayabiliriz. Geleceğin dünyasında, geçmişe kıyasla çok daha etkin bir konumda bulunmamız mümkündür. Bu rolü başarıyla oynamak için gerekli olan kaynaklara da sahip olduğumuza inanıyorum." nbsp;
nbsp; nbsp;
nbsp; -"Ben var olanı sana, sen de sende var olanı bana aktarmalısın ki..."- nbsp;
nbsp; nbsp;
nbsp; Başbakan Erdoğan, 2009 yılında İSEDAK Ekonomi Zirvesi'nde alınan karar doğrultusunda bir İSEDAK Strateji Belgesi hazırlandığını ve bu belgenin geçen Ağustos ayında düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı 4. Olağanüstü Zirvesi'nde kabul edildiğini hatırlattı. nbsp;
nbsp; Strateji belgesinin, İSEDAK'ın etkinliğini ve görünürlüğünü artıracak yeni bir vizyona ve daha uygulanabilir bir işbirliği çerçevesine kavuşmasını sağlayacağına inandığını ifade eden Erdoğan, yeni stratejinin önemli proje ve programların geliştirilmesi, finansmanı ve uygulanması safhalarını tanzim eden 3 temel ilkeye dayandığını belirtti. nbsp;
nbsp; Erdoğan, bu ilkeleri şöyle sıraladı: nbsp;
nbsp; "Bu ilkelerden ilki, üye ülkeler arasında serbest dolaşımı artırmaktır. Günümüzde mal sermaye ve iş gücünün küresel dolaşımı, daha önce görülmemiş bir şekilde hızlanmıştır. Ancak ülkelerimiz arasındaki dolaşım, maalesef bu genel düzeyin çok altında seyrediyor. İSEDAK Stratejisi, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler arasındaki mal, sermaye ve iş gücü dolaşımını kolaylaştırmayı hedefliyor. nbsp;
nbsp; Stratejinin ikinci ilkesi, ülkelerimiz arasında dayanışmanın güçlendirilmesidir. Bilindiği gibi ülkelerimizin siyasi yapıları ve kalkınma düzeyleri arasında önemli farklar bulunuyor. Bu durumu, ekonomik işbirliğimizi derinleştirmemize engel olan değil, tam tersine kolaylık sağlayacak bir fırsata dönüştürebiliriz. Karşılaştığımız ortak sorunları çözmek için kaynakların birleştirilmesini, deneyimlerin ve iyi uygulamaların paylaşılmasını sağlayabiliriz. nbsp;
nbsp; Yeni stratejinin üçüncü ilkesi, yönetimin iyileştirilmesi. Bir başka ifadeyle katılımcı yönetim anlayışının hayata geçirilmesidir. Kötü yönetimler, ülkelerin gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun siyasi istikrarsızlığın ve sosyal huzursuzluğun temel sebepleri arasında yer alıyor. Bu nedenle, öncelikle kamu hizmetlerinin kalitesini artırmalı, şeffaf ve hukukun üstünlüğüne riayet eden güçlü kurumlar oluşturmalıyız. Aynı şekilde sivil toplum dahil, tüm kesimlerin karar alma süreçlere katılımını sağlayacak mekanizmaları oluşturup işletmeliyiz. Yönetim yapısının geliştirilmesi muhakkak ki bölgemizde yoksulluğun azaltılmasına, siyasi istikrar ve ekonomik kalkınmanın sağlanmasına yönelik çabalarımıza büyük bir ivme kazandıracaktır." nbsp;
nbsp; "Dolaşımın artırılması", "dayanışmanın güçlendirilmesi" ve "yönetişimin iyileştirilmesi" ilkelerinin, İSEDAK çerçevesinde yürütülecek bütün işbirliği çabalarının vizyonunu oluşturduğunun altını çizen Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: nbsp;
nbsp; "Yoksa burada otururuz, konuşuruz, ondan sonra dağılır, gideriz. Bunun bir anlamı var mı? yok. Bunun anlam kazanabilmesi için, bizim bu dayanışmayı ortaya koymamız lazım. Bu karşılıklı iletişimi sağlamamız lazım. Bende ne var, sende ne yok... Ben var olanı sana, sen de sende var olanı bana aktarmalısın ki, İSEDAK'ın asıl ruhu bu. Bunu gerçekleştirmemiz lazım. İSEDAK Stratejisi'nin getirdiği yeni işbirliği yapısı ve vizyonun uygulanabilmesi için İSEDAK statüsünde değişikliğe gitmemiz gerekiyor. Bu çerçevede, öncelikle üye ülkelerin işbirliğimizin merkezindeki rolünün daha da pekiştirilmesini, temin etmeliyiz. Ayrıca sekreterya hizmetlerinin daha etkin ve profesyonel biçimde yapılmasına dönük bazı değişikliklere de ihtiyaç var. İslam İşbirliği Teşkilatı 4. Olağanüstü Zirvesi'nde bu çerçevede bir düzenlemene kabul edilerek, stratejinin hayata geçirilmesi yönünde önemli adımlar atıldı. Türkiye'nin yeni strateji belgesinin başarıya ulaşması için üye ülkelerle dayanışma içinde her türlü gayreti göstereceğini, burada açıkça belirtmek istiyorum. Tüm üye ülkelerin ve İslam İşbirliği Teşkilatı kuruluşlarının da bu yönde gereken adımları atacaklarına, güçlü bir dayanışma örneği sergileyeceklerine inanıyorum." nbsp;

-"Esed, "babamın rekorun kırmam lazım' diyor-

Başbakan Erdoğan, Suriye'de yaşanan olayların bütün insanlığın, İslam dünyasının yüreğini yaralamaya devam ettiğini belirtti. nbsp;
nbsp; Olayların başladığı günden bugüne yaklaşık 30 bin kişinin hayatını kaybettiğini ifade eden Erdoğan, "Biliyorsunuz baba Esed, Hama ve Humus'ta 30 bin kişiyi katletmişti. Oğul Esed, "Benim babamın rekorunu kırmam lazım diyor' ve 30 binin üzerine çıkmanın gayreti, mücadelesi içinde. Uçaklarla bombalamak suretiyle kendi halkını ölüme, yokluğa doğru sevk ediyor" dedi. nbsp;
nbsp; Suriye'den komşu ülkelere yaklaşık 250 bin kişinin sığındığını, Türkiye'ye sığınan 99 bin kişinin ise kamplarda misafir edildiğini anlatan Erdoğan, bu rakamın her geçen gün süratle arttığını, 2,5 milyon civarında kişinin, yerinden, yurdundan olduğunu ifade etti. nbsp;
nbsp; Şehirlerin, köylerin, İslam medeniyetinin en güzel örneği olan tarihi eserlerin yerle yeksan edildiğini dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: nbsp;"Türkiye'nin Suriye konusundaki hassasiyeti, tamamen komşuluk hukukumuzdan, yüzyılları bulan kardeşlik bağlarımızdan, akrabalık ilişkilerimizden kaynaklanıyor. Suriye ile 910 kilometrelik bir sınıra sahibiz. Bu ülkede olan her olay tabii olarak Türkiye'yi etkiliyor, hepimizi yakından ilgilendiriyor. Bizim asla Suriye'nin iç işlerine müdahale etmek gibi bir niyetimiz yoktur. Suriye üzerinden asla çıkar hesabı gütmüyoruz. Suriye'ye bakışımız, jeopolitik dengelere dayalı değildir. Bizim tek amacımız; bölgede barışın, huzurun, istikrarın güçlü bir şekilde sağlanmasıdır. Bölgesel meselelerin çözümünün tek tek İslam ülkelerinin de huzuruna, refahına katkıda bulunacağına inanıyoruz." nbsp;
nbsp; nbsp;
nbsp; -"Esed bize, halkına ve dünyaya verdiği sözleri tutmadı"- nbsp;
nbsp; nbsp;
nbsp; Başbakan Erdoğan, Afganistan'da, Irak'ta, Filistin'de, Arakan'da yaşanan olayların sadece bu ülkelerde kalmadığını, bütün bölgeyi hatta dünyanın etkileyen sonuçlar doğurduğunu ifade ederek, "Suriye'de yaşanan olayların da elbette bölgede ve dünyada yansımaları olacaktır, nitekim oluyor. Türkiye geçtiğimiz yıllarda Suriye'yi en çok bağrına basan, her alanda yoğun ilişkiler kuran bir ülkedir. Olayların bugün geldiği nokta, Türkiye'nin eseri değildir. Tam tersine Suriye'yi bugüne getiren, ülkedeki mevcut yönetimdir ve onun yanlışlarıdır" diye konuştu. nbsp;
nbsp; Daha önce olaylar olmadan, gelişmelerin seyrini görüp, Esed'i uyardıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: nbsp;"Yapması gereken reformları hatırlattık. Kendisine her türlü yardımda bulunmanın sözünü verdik. Ama maalesef Esed yönetimi bizim ikazlarımızı dinlemedi, bize, halkına ve dünyaya verdiği sözleri tutmadı. Kimse bizden Suriye halkının meşru taleplerinin şiddet, baskı, zulüm yoluyla bastırılmasına seyirci kalmamızı bekleyemez. İşte şu anda 'muhalif güçlere tankla, topla saldırıyorum' diyerek, bizim topraklarımıza saldırma durumunda oluyor Suriye. Bunun neticesinde bir atım yapıldı, boş alana düştü ses çıkarmadık. İkinci oldu, ses çıkarmadık. Üçüncü oldu, yine boş arazi ses çıkarmadık. Sadece nota verdik. Dördüncüde yine ses çıkarmadık. Beşincide, altıncıda halkın hareketli olduğu meskun mahalle düştü, ölüm olmadı orada tekrar ağır bir nota verdik. Ama son olarak, 2 anne ile 3 çocuğu şehit oldu. nbsp;
nbsp; Artık bu, karşılıksız kalamazdı ve biz de buna misliyle ağır bir şekilde cevap verdik. Uluslararası toplumu, BM, NATO, Arap Birliği'ni bu konuda haberdar ettik. Sağ olsun hepsinden bu konuda olumlu açıklamalar geliyor. Uluslararası toplum, bölgemizdeki olaylar karşısında vicdanları derinden yaralayan, adalet duygusunu zedeleyen bir tutum içinde olabilir. Ama biz asla böyle bir duruma düşmedik ve düşmeyeceğiz. Hep birlikte de düşmemeliyiz. Mısır'da, Tunus'ta ve diğer İslam coğrafyasında nasıl bir tavır içinde olmuşsak, Suriye'de de aynı ilkeli duruşu Türkiye olarak sergiliyoruz. Suriye'de yaşanan olaylar karşısında, ahlakın, vicdanın, hukukun gerektirdiği duruşu göstermeye devam edeceğiz." nbsp;

Politika
Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...