Çocuğumu kurtarın!

A -
A +
Irak’ta yetişen Ebû Bekr bin Hüvârâ hazretlerinin huzuruna bir “kadın” gelerek; “Efendim, az önce filân nehirde oğlum boğuldu. Ondan başka da hiç kimsem yok, ben ne yapacağım” diye dert yandı. İbni Hüvârâ sordu: “Peki, ne istiyorsun?” “Oğlumu bana geri ver.” “Boğuldu diyorsun.” “Evet, boğuldu. Ama sen duâ edersen, Rabbim onu diriltir. Azîz ve Celîl olan Allahü teâlâya yemîn ederim ki, O sana bu makâmı vermiştir. Bana bu iyiliği yapmazsan, seni Hak teâlâya şikâyet ederim” dedi. Büyük velî güldü. Ve ona sordu ki: “Nasıl şikâyet edersin?” Kadıncağız; “Yâ Rabbî! Ben, içim yanarak bu zâta gidip yalvararak derdimi arz ettim. Ama o, gücü varken oğlumu kurtarmaya yanaşmadı, derim” dedi. Mübârek, başını öne eğdi. Sonra sordu kadına: “Oğlun nerede boğuldu?” “Filân nehirde” dedi. O nehrin kıyısına geldiler. Gerçekten ileride, su üstünde, hareketsiz yatan biri vardı. Çocuğun cesedi, boğulduğu yerde, su üstünde duruyordu öylece. İbni Hüvârâ suda yürüdü. Ve gidip o çocuğu aldı. Omuzunda taşıdı. Annesinin önüne bırakıp; “Al, işte oğlun!” buyurdu. Kadıncağız, oğlunu gördü. Kuvvetli bir sevinç çığlığı attı. Zîra nefes alıyordu çocuk...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.