Ne için ağlıyorsun?

A -
A +
Evliyânın büyüklerinden Fudayl bin İyâd hazretleri, 187 (m. 803) yılında Mekke’de vefât etti.
Bu zât, gençliğinde yaptığı günahlarına tövbe etmişti. Bir gün Sultânın adamlarını gördü yolda.
Yanlarına gitti.
Ve ağlayarak;
"Beni Sultân'a götürün ki, suçumun cezâsını versin!" diye yalvardı.
Birlikte gidip, isteğini sultâna bildirdiler.
Sultân onu gördü.
"Hoş geldin" dedi.
Ve adamlarına;
"Evine götürün, istirahat etsin!" diye emretti.
Saygıyla alıp götürdüler.
Evine geldiğinde hâlâ ağlıyordu!
Hanımı gördü onu.
Ve merakla sordu:
"Hayrola bey, ne oldu, niçin ağlıyorsun, yoksa dövdüler mi seni görevliler?"
"Hayır dövmediler.”
"Peki, niye ağlıyorsun?"
"Sultân cezâmı vermedi. Onun için ağlıyorum" buyurdu.
● ● ●
Bu zât bir sohbetinde;
“Kardeşlerim! Müslüman; almayı değil, vermeyi düşünür. Onu kârlı bilir. Alınca değil, verince sevinir” buyurdu.
Ve ilâve etti:
“Böyle olan kimse, eceli geldiğinde rûhunu da kolay verir. Rûhu, tereyağından kıl çeker gibi çıkar da haberi bile olmaz.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.