Nasıl kadı oldu?

A -
A +
Seleme bin Dînar hazretleri şöyle anlatıyor:
Zamanın Halîfesi Ebû Câfer, o devrin en büyük âlimlerinden olan Ebû Hanîfe, Süfyân-ı Sevrî, Mis'âr bin Kedam ve Şüreyk bin Abdullah’a haber gönderip huzuruna çağırdı.
Bunlar birleştiler.
Ve yola çıktılar...
Ancak Süfyân-ı Sevrî yolda kaçtı.
Böylece diğer üçü kaldı.
Bunlar halîfenin huzuruna çıktılar.
Halîfe, İmâm-ı âzama;
"Sen kadı olacaksın" dedi.
Ebû Hanîfe;
"Ben Arap değilim. Arapların ileri gelenleri, vereceğim hükmü kabul etmezler" dedi.
Halîfe Mansur;
"Bu işin soyla alâkası yok. Burada ilim lâzım, sen de büyük âlimsin" dedi.
Ebû Hanîfe;
"Ben bu işe lâyık değilim. Sözüm doğruysa böyle diyorum. Yalansa, yalancıdan kadı olmaz" buyurdu.
Halîfe "pekâlâ" dedi.
Ve Mis'ara teklîf etti.
Mis'âr, Halîfeye dönüp;
“Nasılsın, çocuklar ne yapıyor, hayvanların ne âlemde?" diye sormaya başladı.
Mansur kızdı ve;
“Götürün bu deliyi!" dedi.
Geride Şüreyk kalmıştı...
O da halîfeye;
“Ben sevdâvî denen bir hastalığa yakalandım" dedi.
Ancak Halîfe Mansur;
"Mühim değil, ilâç alırsın" dedi.
Ve kadılığa tâyin edildi...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.