"İlâhî, ben bunları istemiyorum"

A -
A +
Bir gün İbrâhim Edhem hazretleri sahrâda abdest almak için gitti bir “kuyu” başına.
Ve sarkıttı kovasını.
Çektiğinde şaşırdı!
Zîra kovada "gümüş" vardı.
Geri döküp tekrar saldı.
Çektiğinde "altın" çıktı.
Üzülüp, boşalttı onu da!
Üçüncü defa daldırdı.
Bu sefer de "mücevher" çıktı.
Ellerini açtı.
"Yâ Rabbî! Ben bunları istemiyorum. Abdest almak için biraz su istiyorum" diye yalvardı.
Ve kovayı daldırdı bir daha.
Nihâyet (su) çıktı bu defa.
Sevinip şükretti Allaha.
● ● ●
Bu zât hükümdârlığı terk edip bir “zenginin” bağında bekçilik yapıyordu. Bağ sâhibi seslendi bir gün kendisine.
"Yâ İbrâhim!"
"Buyurun!”
"Bana birkaç tâne (nar) getir, ama tatlılarından olsun.”
"Peki efendim" dedi.
Ve bir tabak dolusu (nar) toplayıp arz etti efendisine.
Adam tadına baktı.
"Bunlar ekşi, ben tatlı istemiştim. Nicedir bu bağda bekçilik yapıyorsun. Hâlâ tatlısını ekşisinden ayıramıyorsun?" dedi.
İbrâhim Edhem;
"Tatmadığım şeyin tatlısını ekşisini nereden bileyim" dedi.
Adam şaşırdı!
"Senin şu ihlâsına bakınca, (Sen İbrâhim Edhem misin?) diyesim geliyor” dedi.
O, cevap vermedi.
Ve tanımasınlar diye terk etti o yeri...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.