Siyah kıldan bir abâ!..

A -
A +
                      (Dünden devâm)
Cebrâil aleyhisselâm arz etti ki:
"Yâ Resûlallah! Ebû Bekir, Allahü teâlânın aşkına ve senin dînin uğruna seksen bin altın sadaka verdi.
Kırk binini gizlici.
Kırk bin de açıktan.
Hiç giyeceği kalmadı.
Namâza da gidemedi.
Arkasına böyle siyah kıldan bir (abâ) geçirip namâzını evinde kıldı. Hak teâlâ hazretleri sana selâm eder ve buyurur ki; bir elbise bulasın ve Ebû Bekir'e gönderesin.”
Efendimiz onu dinledi.
Ve sahâbeye dönüp;
"Her kimin fazla bir elbisesi varsa, Ebû Bekir'e versin ki ben sevineyim. Hak teâlâ, karşılığında ona çok sevap versin ve Firdevs-i âlâda benimle komşu olsun" buyurdu.
Sahâbe, sorup soruşturdular.
Ancak bir elbise bulunamadı.
Bir sahâbî gitti ve başka birinden bir hırka buldu ve Hazret-i Ebû Bekir'e gönderdi.
O da, bu kaftanı giydi.
Ve mescide doğru yola çıktı.
Resûl-i Ekrem'in mübârek huzûrlarına henüz erişmemişti ki Cebrâil aleyhisselâm geldi.
Huzûruna vardı.
Ve Efendimize;
“Yâ Muhammed!.. Allahü teâlâ sana selâm eder ve buyurur ki, bütün sahâbîlerle birlikte Ebû Bekir’i karşılayasın!" dedi.
Efendimiz emri aldı.
Ve eshâbına aktardı.
Birlikte Hazret-i Ebû Bekir'i karşılamaya çıktılar.
Müsâfaha edip çok duâlar eyledi.
Bütün sahâbîler de Hazret-i Ebû Bekir’le müsâfaha ettiler ve cân-ü gönülden çok duâ eylediler.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.