"Beni kurtar yâ Resûlallah!"

A -
A +
Eshâb-ı kirâmdan Ukayl bin Ebî Tâlip ile Resûlullah Efendimiz, birlikte sefere çıkmışlardı.
Sonra bir yerde mola verdiler.
O esnâda bir deve gördüler.
Koşarak onlara doğru geliyordu.
Hayvan, can havliyle geldi.
Efendimizin önünde çöktü.
Ve dile gelip dedi ki:
“Yâ Resûlallah, beni kurtar!”
Ardından bir köylü geldi telâşla!
Elinde de bıçak vardı.
Efendimiz, ona sordu ki:
“Ne istersin bu bîçâre deveden?”
Adam arz etti ki:
“Bu deve, bana itâat etmiyor.
Keseyim de kurtulayım dedim.
Ama kesmeden kaçtı elimden.”
Bu defâ deve söz alıp;
“Yâ Resûlallah, izin verirsen ben arz edeyim” dedi.
Efendimiz: “Sen söyle” buyurunca:
“Yâ Resûlallah! Bu kabîle insanları, yatsı namazlarını kılmıyorlar. Hâlbuki sen, (Yatsıyı kılmayanlara azap iner) buyurdun. Ben de bunların arasındayım. O azap bana da gelir diye korktum ve kaçtım o kabîleden!” dedi.
Efendimiz, köylüye sordu:
“Doğru mu söylüyor?”
Köylü cevap verip;
“Evet yâ Resûlallah! Ama söz veriyorum, bundan sonra yatsı namazlarını hiç terk etmeyeceğim” dedi.
Deve dile gelip;
“Yâ Resûlallah, mâdemki söz verdi. Ben de ona isyân etmeyeceğim” dedi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.