"Sorarsa ne diyeceğiz?"

A -
A +
Seyyid Fehîm hazretlerinin koyunlarına bakan iki çobandan biri, diğerine; “Gel, şu koyunlardan birini kesip yiyelim” dedi. Öbürü îtirâz etti: “Hayır, olmaz!” “Neden olmazmış?” “Sorarsa ne diyeceğiz?” “Zehirli ot yiyip öldü deriz.” “Ama Allah ona bildirir” dedi. Böyle dediyse de dinlemedi. Bir koyunu kesip etinden yedi. Aradan birkaç gün geçti. Geldi bu velînin huzûruna. Bu velînin bir hizmetçisi vardı. Sordu bu hizmetçisine: “Ey Hacı, kaç türlü velî vardır?” “Siz daha iyi bilirsiniz efendim.” Buyurdu ki: “Ey Hacı, bu velîler; meselâ bir zararlı ağaç görseler, bir kısmı dallarını budar, bir kısmıysa gövdesinden keser. Ama öyle velîler de vardır ki, onu kökünden söküp ortadan kaldırırlar...” Çoban bunu duydu. Ve hemen içinden; “Tamam, o zararlı ağaç benim. Siz de üçüncü grup velîlerdensiniz ve benim zürriyetimi kestiniz” dedi. Aradan az bir zaman geçti. Zürriyeti kesildi çobanın. ● ● ● Bir gün, üstâdını ziyârete gitmişti. Sordu üstâdı: “Fehîm, bize ne hediye getirdin?” “Sizde olmayan, bende çok olan şeylerden getirdim.” “Neymiş bunlar yâ Fehîm?” Arz etti ki: “Özür, günah, yokluk ve ihtiyaç...”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.