"Resûlullahı merak ediyordum!"

A -
A +
Hazret-i Alî şöyle anlatıyor:
Bedir Harbi'nde üç yüz sekiz kişiydik.
En cesûrumuz, Resûlullah idi.
Biz sıkışınca Ona sığınırdık.
Uhud’da da öyle olmuştu.
Bir ara karıştı ortalık.
Mücâhitler iki ateş arasında kaldılar.
Ve şaşkınlıktan dağıldılar!
Ben de düşman içinde kaldım.
Etrâfımda tek Müslüman yoktu.
Hem çarpışıyor, hem de Resûlullahı merak ediyordum.
Gerilerde olamazdı.
Kendi kendime;
“Herhâlde bizim günâhımızdan, Hak teâlâ Onu göğe kaldırdı” diye düşündüm.
Kılıcımın kınını kırdım.
Ve daldım düşman içine.
Düşmanı kıra kıra ilerliyordum.
Derken Resûlullahı fark ettim.
Benden daha ilerideydi.
Ve tek başına çarpışıyordu.
Derhâl koşup siper oldum kendisine...
● ● ●
Yine Hazret-i Alî anlatıyor:
Huneyn günü bir ara karıştı ortalık.
Gâziler şuursuzca dağıldılar.
Resûlullah yalnız kaldı.
Buna rağmen atını mahmuzladı.
Ve düşmanın içine daldı.
Hem de tek başlarına.
Hazret-i Abbâs ile Hazret-i Ebû Bekr bunu fark ettiler.
Yüz kadar gâziyi yanlarına aldılar.
Resûlullaha doğru at koşturdular.
Ve etrâfında (halka) oluşturdular.
Biri dizginini tuttu.
Diğeri üzengisini.
Böylece hızını kestiler.
Onu düşman içine bırakmadılar...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.