"Bir mürşit lâzım ama..."

A -
A +
Seyyid Tâhâ hazretleri, bir talebeyi huzûruna çağırıp; “Vana git, şu işleri yap” buyurdu.
Çocuk da Van’a gitti.
Ve o işleri hâlletti.
Tam geri dönüyordu ki.
Van vâlisi kendisine;
“Burada kalsanız da Van halkına vâz-ü nasîhat etseniz. Size minnettar kalırım” dedi.
Delikanlı dedi ki:
“Hocam izin verirse olur.”
“Hocan kim senin?”
“Seyyid Tâhâ hazretleri.”
Vâli dedi ki:
“Ona, benden selâm söyle.
Ve bu ricâmı ilet kendisine.”
“Peki efendim” dedi.
Ve dönüp hocasına geldi.
Vâlinin ricâsını Ona arz eyledi.
Seyyid Tâhâ hazretleri;
“Van için bir mürşit lâzım. Ama bu iş sana bana nasîb olmaz. Öyle zannederim ki bu devlet, senin yakınlarından birine nasîb olur” buyurdu.
Genç “O kimdir hocam?” dedi.
“Ben de bilmiyorum. Ama ismi Fehîm’dir. O ileride büyük bir velî olur” buyurdu.
Talebe arz etti ki:
“Benim bir amcazâdem vardır.
Onun ismi Fehîm’dir efendim.”
Seyyid Tâhâ;
“Öyle miii, bir daha geldiğinde Onu da getir, bir göreyim” buyurdu.
Gidip, söyledi bunu amcasına.
O da, oğlu Fehîm’i aldı yanına.
İkisi düştüler Nehri yoluna.
Seyyid Tâhâ hazretleri gördü onu.
Anladı beklediğinin O olduğunu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.