“Bu işi Seyyid Tâhâ çözer!”

A -
A +
Bir zamanlar Irak'ta iki meşhur kabîle vardı.
Berzenciler ve Hayderîler.
Bir zaman aralarına büyük bir husûmet girdi bu iki kabîlenin.
Sonra iş büyüdü.
Savaşa doğru gidiyordu.
Nice sözü geçen, îtibârlı kimseler girdiler araya.
Ama fayda etmedi.
Bir türlü anlaşamadılar.
Ne yapacaklarını şaşırdılar.
Çâresizdiler.
Nihâyet biri çıkıp dedi ki:
“Bu işi, ancak bir kişi çözer.”
“O zât kimdir?” dediler.
“Seyyid Tâhâ hazretleri” dedi.
İki taraf da bunu kabûl ettiler.
Ve bir heyet, Nehri’ye gitti.
Durumu bu zâta anlatıp;
“Hâl vaziyet işte böyle. Şu an iki kabîle savaşmak üzeredir ve bütün ümit sizdedir” dediler.
Bunu hâlletmek dînî bir vazîfeydi.
Hem de insânî bir görev.
Zîrâ durum kritikti.
Seyyid Tâhâ hazretleri;
“Pekâlâ, gidelim!” dedi.
Ricâlarını kabûl etti.
Ve onlarla birlikte Irak'a gitti.
Hâdise mahalline yaklaşırken neredeyse savaş başlamak üzereydi.
İki taraf da çok gergindi!
Her an, her şey olabilirdi.
Ama Seyyid Tâhâ geldi.
Fitne fesat da sona erdi.
Zîrâ iki taraf da çok seviyor ve sayıyorlardı bu büyük velîyi.
Onu hürmetle karşıladılar.
Ve barışıp anlaştılar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.