İhtiyâcın olursa bana gel

A -
A +
Tâhâ-yı Hakkârî hazretlerinin dergâhında misâfir eksik olmazdı.
İâşe işlerine bakan kişi geldi.
Ve arz etti ki:
“Efendim hiç unumuz kalmadı”.
Seyyid Tâhâ buyurdu ki:
“Ambarımız unla dolu!”
Memur şaşırdı.
“Özür dilerim efendim, az önce hepsini süpürdüm” dedi.
Büyük Velî buyurdu ki:
“Git de bir daha bak.
Ambarda un olacak.”
Memur koştu ambara.
Gördü ki her yer un ile dolu.
● ● ●
Hırsızın biri de, bir gece yarısı Seyyid Tâhâ hazretlerinin ambarına girdi.
Baktı ki her yer çuval çuval un.
Birine yapışıp götürmek istedi.
Ama çuvalı kaldıramadı.
Yarısını boşalttı.
Yine kaldıramadı.
Biraz daha boşaltıp denedi.
Bir milim bile oynamadı yerinden.
Çok şaşırdı!
Zîrâ dolu çuvalı rahat kaldırırdı.
Az daha boşaltıp denedi.
Ama bir şey değişmedi.
Şaşkın hâlde düşünüyordu ki.
Seyyid Tâhâ hazretleri geldi.
Ve yanına yaklaşıp;
“Dur, yardım edeyim” dedi.
Ve çuvalı hırsızın sırtına koydu.
Sonra tebessüm ederek;
“Al git, şimdilik bu yeter. Bir daha ihtiyâcın olursa ambara değil, bana gel!” buyurdu.
Hırsız, tövbe etti.
Ve o gün bıraktı bu işi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.