Onlar bana bir şey yapamaz

A -
A +
Kureyş’in ileri gelen müşrikleri bir gün Kâbe dibinde oturmuş Efendimizi çekiştiriyorlardı.
O ara, birisi ayağa fırlayıp;
"Bu ne hâldir yâhu! Üzerimize ölü toprağı mı serpildi? O, tanrılarımıza hakâret ediyor, biz susuyoruz. Ona haddini bildirmeliyiz!" diye bağırdı.
O anda Efendimiz göründü.
Bu konuşmaları işitti.
Muhteşem bir vakarla geldi.
Ve onların karşısına dikilip;
"Ey Kureyşliler! Eğer îmân etmezseniz, sizi koyun gibi keserim. Elimden kurtulamazsınız!” diye seslendi.
Cevap veremediler.
Ve çâresizlik içinde;
"Amân yâ Ebel Kâsım! Biz sana ne dedik ki. Şeyy… Yâni ne diyebiliriz ki. Sen bizden birisin. İbâdetine devam et. Biz sana nasıl karışabiliriz?" diyerek yalvarmaya başladılar.
Ertesi gün oldu.
Kâbe'ye koştular yine.
Reîsleri, diğerlerine;
"Bu iş buraya kadar. Yetti artık. Onu ilk gördüğümüz yerde öldüreceğiz!" dedi.
Ve sordu onlara:
"Tamam mı?"
“Tamam.”
“Söz mü?”
“Söz.”
O anda Hazret-i Fâtıma geldi.
Vaziyeti görüp çok üzüldü.
Peygamberimiz, ona;
“Üzülme kızım. Onlar bana bir şey yapamaz" buyurdular.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.