"Hasta bir kardeşimiz var mı?"

A -
A +
Enes bin Mâlik hazretleri (radıyallahü anh) anlatıyor: Sevgili Peygamberimiz, her gün, sabah namazını kıldırdıktan sonra, nûr cemâlini Eshâb-ı kirâma çevirip sorardı: “Hasta bir kardeşimiz var mı?” Varsa, ziyâretine giderdi. Yoksa sorardı yine: “Cenazesi olan var mı?” Var denirse, yardımına giderdi. Yoksa tekrar sorardı: “Bu gece rüyâ gören var mı?” Varsa tâbir ederdi... ● ● ● Yine o naklediyor: Ensârdan bir genç vefât etmişti. Yaşlı bir annesi vardı. Kadıncağız üzüntüden ağlıyordu! Biz de üzülmüştük. Efendimiz de üzüldüler! Peygamber Efendimizle ikimiz evlerine tâziyeye gittik. Cenaze henüz defnedilmemişti. Kenarda duruyordu. Baktık, annesi ağlıyordu! Efendimizi gördü. Hemen ellerini kaldırdı. Ve yaşlı gözlerle; “Yâ Rabbel âlemîn! Habîbinin hürmetine oğlumu bana geri ver” diye yalvardı Duâ, ânında kabûl oldu. Gözlerimle gördüm. Delikanlı açtı gözlerini. Ve dirilip ayağa kalktı. Hattâ sofraya oturdu. Birlikte yemek yedik...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.