"Ticârette bereket vardır"

A -
A +
Ahmed Hilmi Efendi “rahmetullahi aleyh”, İzmit'te medfun bulunan bir velî zâttır.
Hristiyân bir komşusu vardı.
Bu kişi geldi bir gün bu zâta.
Fakîrliğinden bahsedip;
“Hocam, ne olur duâ edin de, zengin olayım” dedi.
Büyük velî elini cebine attı.
Ve bir miktar para çıkarıp;
“Bununla ticâret yap. Bu işte bereket vardır” buyurdu.
Sonra ellerini kaldırıp;
“Yâ Rabbî! Bu kulunu zengin eyle” diye duâ etti.
Duâsı kabûl olundu.
Ve adam zengin oldu.
Hattâ öyle ki, gemiyle mal sevk ederdi dış devletlere.
Ancak bu nîmeti, bu zâtın duâsına borçlu olduğunun farkındaydı.
Bunun için her gönderdiği malın bir kenarına, bu zâtın ismini yazıyordu.
Hani (bereket) olsun diye.
Ancak bir sefer unuttu.
O ismi yazmadı bâzı mallara.
Olacak bu ya, o gece korkunç bir fırtına koptu denizde!
Mal yüklü koca gemi battı.
Mallar döküldü denize.
İsim yazılmamış olan mallar denize gömüldüler.
Yazılı olanlar suda yüzdüler.
Ve hepsi sahile çıktılar.
Adam, bu hâli görüp duygulandı.
Ve kalbi dönüp Müslüman oldu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.