Çiçeği niçin koparmamış?

A -
A +
Eşrefoğlu Rûmî hazretleri, gençliğinde Hüseyin Hamevî hazretlerinin dergâhındaydı.
Bir ilkbahar günüydü.
Hocası seslendi talebelerine:
“Benim Canlarııım!”
Çocuklar hemen koştular.
Ve “Emredin hocam” dediler.
Buyurdu ki:
“Her biriniz birer demet menekşe toplayıp getirin!”
Çocuklar fırlayıp her biri bir yöne dağıldı.
Ve demet demet menekşeleri toplayıp yetiştirdiler hocalarına.
Yalnız biri hâriç.
O da Eşrefoğlu Rûmî...
O, bir menekşeyle geri döndü.
Üstelik kırıktı sapı da.
Hocası onu görüp buyurdu ki:
“Ey Rûmî! Sen bu yerin yabancısı olduğun için menekşelerin yerini bulamadın herhâlde.”
O, edeple arz etti ki:
“Buldum, ama koparamadım.”
“Neden yavrum?”
“Hangisinin yanına gittiysem zikrediyordu.
Kıyamadım koparmaya.”
“Demek zikrediyorlardı.”
“Evet efendim. Hem de bana; (Beni koparıp da zikrimden ayırma!) diye yalvarıyorlardı.”
“Peki sen ne yaptın oğlum?”
“Zikretmeyen bir çiçek gördüm.
Onu koparabildim ancak” dedi.
Ve uzattı o kırık çiçeği hocasına.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.