"Herkes kendini ıslah etmeye baksın!.."

A -
A +

 "Siz kendinizi ıslah etmeye bakın. Siz doğru yolu bulunca dalâlettekiler size zarar vermez. Hepinizin dönüp varacağı nihâyet Allahtır."

Eshab-ı kiramın büyüklerinden Abdullah bin Mes'ûd "radıyallahü anh" emri maruf ve nehyi münker (İyiliği emretme, kötülüğü nehyetme) hakkında buyurdu ki:

"Sizden biri Allahın dînine aykırı bir işi görür de, ona mâni olmak elinden gelmezse, kalbi ile, işlemekte olan o kötü işi beğenmemelidir. En azından bu işten üzüntü duymalıdır." Eshâb-ı kirâmdan bir zât buyurdu ki: "Sizden biri bir kötülüğü görür de, onu önlemek elinden gelmezse üç defa şöyle desin: Allahım, işlenmekte olan şu iş senin dînine aykırıdır. Fakat onu önlemeye gücüm yetmiyor. Bunun için beni cezâlandırma!.." Hâlis bir niyetle bunu söylerse, ona, iyiliği emredip kötülüğü menetmiş gibi sevap verilir. Ebû Ümeyye hazretleri anlatır: -Ebû Sâlebe'ye şu âyeti sordum: (Ey îmân edenler! Siz kendinizi ıslah etmeye bakın. Siz doğru yolu bulunca dalâlettekiler size zarar vermez. Hepinizin dönüp varacağı nihâyet Allahtır. Artık O, neler yapmakta idiyseniz size haber verecektir.) Bana dedi ki:  -Ben onu Resûlullaha sordum ve bana (Ey Ebû Sâlebe! Siz birbirinize iyiliği emir ve tavsiye ediyor, kötülükten de sakındırıyorsunuz. Bir gün gelecek, insanlar dünyaya ve dünya hayâtına tapacaklar. Herkes kendini ıslah etmeye baksın. Sizden sona sabır, tahammül günleri gelecek. Zor günler gelecek. O günlerde, sizin bugün yaptığınızı yapanlara, Allahın kitâbı ile amel eden elli kişinin sevâbı verilecek) buyurmuştu. Ben de şöyle sormuştum: "Yâ Resûlallah, onlardan elli kişi sevâbı mı, yoksa bizden elli kişi sevâbı mı?" Resûl aleyhisselâm "Sizden elli kişi sevâbı..." buyurmuşlardı... Müslümanın bulunduğu yerde kötülükler çok yayılmış ise, kötülüklere engel olması mümkün değil ise; kendisi de bunlardan zarar görüyorsa, dînin emirlerini tam olarak yerine getiremiyorsa, buradan uzaklaşması, dînin emir ve yasaklarını yerine getirebileceği bir yere gitmesi lâzımdır. Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Kim ki dînini muhâfaza etmek maksadıyla bir yerden başka bir yere göç ederse, velev ki bir karış dahî olsa, Cennete girmeye hak kazanır.) Kim ki kötülüklerle dolu bir yerde bulunur da, sırf Allah rızâsı için oradan çıkarsa, Muhammed aleyhisselâma uymuş olur. Böylece, Cennette Resûlullahın arkadaşı olur. Allahü teâlâ Nîsâ sûresinde buyuruyor ki:

(Kim Allah yolunda göç ederse, yeryüzünde gidecek, barınacak birçok yerler de bulur. Kim, evinden, Allaha ve Resûlüne göç etmek üzere çıkar da, sonra da kendisine ölüm gelirse, muhakkak ki onun mükâfatını vermek Allaha düşmüştür. Allah çok affedici, çok merhamet edicidir.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.