Dinimizde niyetin önemi...

A -
A +
  (Ameller, niyete göre iyi veya kötü olur) hadîs-i şerîfi, mubâhlara niyete göre sevap verileceğini bildirmektedir.   Niyet, emre itaat ve Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için yaptığını kalbinden geçirmek demektir. Niyet, ibadet yapmayı kalbe getirmek, hatırlamak değildir. Allahü teâlâ için yapmayı irade etmek, istemek demektir. Dinimizde niyetin önemi büyüktür. Kötü niyet için günah, iyi niyet için sevap vardır. Mümin, iyi bir iş yapmaya niyet edip, fakat onu yapamasa, yine sevap alır. Hadis-i şerifte (Müminin niyeti işinden hayırlıdır) buyuruluyor. İbadetlerin sahih olması için, Allahü teâlânın rızası için yapmaya niyet etmek lazımdır. Niyet, kalp ile olur. Yalnız söylemek ile niyet edilmiş olmaz. Kalp ile birlikte olmak şartı ile dil ile söyleyerek niyet etmek caiz olur. Kalp ile niyet, söz ile niyete benzemezse, kalpteki niyet esastır. Niyet o kadar mühimdir ki, dinimizin emrettiği bir şey, dünya menfaati için yapılınca sahih ve makbul olmuyor. Dünya işi sayılıyor. Herhangi bir dünya işi de, ahiret menfaati için yapılınca, ibadet hâlini alıyor. Mümin, hanımına verdiği bir lokmayla bile sevap kazanıyor. Bu durumu göz önüne alarak, düşüncesini temizleyen ve niyetini düzelten bir kimse, yiyip içmekte ve her türlü dünya işlerinde, ahiret faydasını gözeterek, sevap kazanmak fırsatını elden kaçırmaz... İslamiyet’e uymanın, ibadet etmenin, dünya menfaatleri üzerine kurulmayacağı, akıl sahipleri için pek meydanda olan bir gerçektir. Âyet-i kerimede mealen buyuruldu ki:  (Ahireti kazanmak için çalışanların kazançlarını arttırırız. Dünya menfaati için çalışanlara da, ondan veririz. Fakat, ahirette bunların eline bir şey geçmeyecektir.) [Şûrâ 20]              *** İnsan iyi niyetinden dolayı sevap alır, kötü niyetinden dolayı, o kötülüğü yapmadıkça günah kazanmaz. Hadis-i şerifte mealen buyuruldu ki: (İyi bir iş yapmaya niyet edip de, yapamayana, tam bir iyilik yapmış gibi sevap verilir. Niyet edip yaparsa, on mislinden 700 misline, hatta daha fazla sevaba kavuşur. Kötü bir işe niyet edip de yapmayana, yapılmış tam bir iyilik sevabı verilir, niyet edip de yapana ise sadece bir günah yazılır.) [Buhari] Şunu unutmayalım ki; beş vakit namazı kılıp doğru niyet ederek çalışanın her yaptığı iş ibadet olur.              *** Bir zamanlar, bir ülkenin çok ihlaslı bir padişahı varmış. Bir sefere çıkacakmış. Muazzam bir ordusu var. Her şey hazır. Kendisi atıyla çıkmış bir tepenin üzerine, aşağıya doğru ovaya bakmış, muhteşem bir ordu. Kimse de yok yanında, tek başına. İçinden şöyle geçirmiş: "Ya Rabbi! Şu muazzam ordumla, bu imkânımla beraber, Resulullah efendimizin zamanında yaşasaydım da, Onun yanında, ben de Onun emrinde olsaydım... Onun harplerinde yanında ben de mücadele etseydim..." Sonra, işine devam etmiş... Gel zaman, git zaman her fâni gibi bu sultan da vefat etmiş... Hesap defteri açılmış. Bakmış ki günah çok, ancak sevap tarafı bomboş! Sadece bir sevap var o da; o gün, o tepede yaptığı o halis niyet. Ve bütün o günahların hepsinden kat kat daha kıymetli... Hesap görülüyor ve doğru Cennete...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.