Dünya sultanlığından "Gönül Sultanlığı"na

A -
A +
Bugün, büyük âlim ve velîlerden İbrâhim Edhem hazretlerinin vefat yıl dönümüdür. Bu mübarek zat, Belh Sultanıdır. Hazreti Ömer'in neslindendir. H. 96 senesinde doğdu, h. 162 [m. 779] senesinde vefât etti... İbrahim Edhem, bir gece kuş tüyü yatakta yatarken, sarayın damından ayak sesleri işitti. Sinirlenmişti;  -Kim bu saatte o damdaki?.. Ne arıyorsun orada be adam? diye seslendi.
-Devemi kaybettim, onu arıyorum, diye cevap geldi.
Hükümdar, iyice kızmıştı:
-Behey şaşkın! Damda deve mi olur! diye haykırdı. Damdaki, dedi ki:
-Ey hükümdar! Damda deve aranmaz da, atlas yataklarda Cennet aranır mı?
Bu söz çok tesir etmişti... Sabah vezirleriyle görüşürken aklı fikri gece olan bu olayda idi...
Bu sırada bahçeden sesler gelmeye başladı. Pencereden bakınca, iri yarı bir gencin saray muhafızları ile tartıştığını gördü. Seslenerek onları içeri çağırdı. Delikanlıya ne istediğini sorunca; -Ben hana girmek istiyorum, bunlar bırakmıyor, dedi. -İyi ama burası han değil ki, saraydır, ben de padişahım dedi. Genç itiraz etti:  -Hayır burası bir han, dedi. -Peki nasıl han oluyor? -Senden önce burada kim vardı? -Babam vardı. -Ne oldu ona? -Göçtü gitti. -Ondan önce? -Dedem vardı. -Ona ne oldu? -O da göçüp gitti.
-Peki, birinin konup birinin göçtüğü yere han denmez de ne denir?!.
Genç bunları söyleyip, çekip gitti... Gece damdaki adamın sözleri ve şimdi de bu gencin sözleri hükümdarı düşüncelere sevk etmişti... Biraz ferahlamak istiyordu... Av elbiselerini giyinip, kırlara doğru sürdü atını... Bir ceylan gördü. Birkaç saat bununla uğraştı. Sonunda öyle bir yere sıkıştırdı ki, artık hayvanın kaçacağı yer kalmamıştı. Kendi kendine; "Beni çok yordun, şimdi ne yapacaksın, nasıl kurtulacaksın elimden?" diye söylendi. O anda ceylan, Allahü teâlânın izniyle dile gelip; "Başka işin yok mu? Ne istiyorsun benden, beni öldürmek için mi yaratıldın? Asıl vazifeni yapsana sen" dedi.
Hayretler içinde kalan İbrahim Edhem, okunu yayını atıp hemen tövbe etti. Sultanlığı da bıraktı, bir daha memleketine dönmedi. Gitti, İslam âlimlerine talebe oldu, senelerce ilimle uğraştı. Sonunda "İbrahim Edhem Hazretleri" oldu. Artık o bir "Gönül Sultanı"ydı...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.