Fakîr olduğu hâlde "fakir babası"ydı...

A -
A +
 
Şa'bân-ı Velî hazretleri, dünyâya hiç meyletmezdi. Kendisine getirilen hediyeleri, muhtaçlara, yetimlere dağıtırdı. 
 
Şa'bân-ı Velî (rahmetullahi aleyh) on altıncı yüzyılda yaşayan Osmanlı velîlerindendir. Bugün o mübarek zatın vefat yıl dönümüdür. (H. 976-Miladi 1569)
Şa'bân-ı Velî hazretleri Kastamonu'nun Taşköprü kazâsında doğdu. Küçük yaşlarda İstanbul’a giderek; tefsîr, hadîs, fıkıh ilimlerini öğrendi...
Zâhirî ilimlerde yetişmiş bir âlim olarak Kastamonu’ya dönerken, Bolu’da Halvetî yolunun büyüklerinden Hayreddîn-i Tokâdî hazretlerine uğradı. Tokâdî hazretleri, kendisini ziyâret eden bu kâbiliyetli talebeyi bir müddet memleketine göndermeyip yanında bıraktı. O da senelerce hocasına hizmetle şereflendi ve tasavvuf yolunda yüksek derecelere kavuştu. Hocasının vefâtından sonra da halîfesi oldu. Kastamonu’ya giderek, vefat edene kadar halkı irşâd etti...
Şa'bân-ı Velî hazretleri, dünyâya hiç meyletmezdi. Kendisine sığınanları boş çevirmez; getirilen hediyeleri, kendisi zâhiren çok fakîr olduğu hâlde, muhtaçlara, yetimlere dağıtırdı. Fakir babasıydı...
           *** 
Bir gün dergâha garip bir kimse gelerek;
-Efendim, bir merkebim vardı, o da öldü. Şimdi ben çocuklarımın geçimini ne ile temin edeceğim? Ne olur duâ buyurun da, Cenâb-ı Hak beni nâmerde muhtaç etmesin, dedi.
Şa'bân-ı Velî hazretleri, bu fakir için dua etti...
O sırada bir atlı, yedeğinde bir katır ile Şa'bân-ı Velî hazretlerinin huzûruna varıp;
-Efendim! Bu katırı size hediye etmek niyetiyle memleketimden geldim. Lütfen kabul buyurunuz, dedi. Şa'bân-ı Velî, yanında duran fakîre dönerek;
-Allahü teâlânın sevdiklerine olan bağlılığın ve muhabbetin sebebiyle, Cenâb-ı Hak sana, merkebin yerine daha güçlü bir katır ihsân etti. Nîmetinin şükrünü bil ki, daha da çoğaltsın, buyurdu...
Katırı getiren kimse, bu işe şaşıp kaldı ve; “Sübhânallah” dedi. Orada bulunanlar; “Niçin hayret ettin?” diye sordular. O kimse de;
-Bu katırı yarın getirecektim. Lâkin içime, "hayırlı işi geciktirme", diye bir düşünce geldi. "Bunda bir hikmet var" diyerek acele ettim, diyerek hayretini izah etti...
           *** 
Şa'bân-ı Velî hazretleri, hastalanmıştı. Vefat edeceğini anlayıp, talebelerini başına topladı. Hepsine ayrı ayrı nasîhatlerde bulundu. Helâlleşti. Son nefesinde Kelime-i şehâdet getirerek vefât eyledi. Kastamonu’nun Hisaraltı civarındaki türbesine defnedildi... Allahü teala şefaatlerine nail eylesin. Âmin...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.