Silivri Kaymakamlığına yeniden...

A -
A +

Aşağıda yalvarışlarını yeniden yazacağım bir cezaevi mahkûmunun isteklerini daha önce de bu köşeden sizlerin dikkatine sunulacak şekilde yayınlamıştım.
Aradan çok geçmedi bu mahkûmdan yine bir mektup geldi. Bakın yine nasıl yalvarıyor, nasıl ricada bulunuyor:
"... Ben Emrah Aydın. Bu faksımdan evvel sana bir faks daha atmıştım (yollamıştı). Cevap alamadım. Abi ilk faksımda durumumu anlatmıştım sana. Benim gelenim gidenim yok. Çocuk Esirgeme Kurumunun yuvalarında büyüdüm. Bu yüzden ailem yok. Burada çok zor durumdayım. Birtakım ihtiyaçlarım var. Ne olur Feridun Ağabey, Allah rızası için sana yalvarıyorum. Ne olur yardım et bana. Bana babalık yap... Çok bir şey istemiyorum. İhtiyaçlarımı karşılayayım yeter. PTT ile adıma 5'nolu L Tipi Kapalı Cezaevi C.6 Koğuş, Silivri Cezaevleri havale ile 50-100 ne gönderebilirsen. Rabbim senden razı olsun."

Bu insanımızın topluma kazandırılması için ben de siz değerli mülki amirimize bir kez daha konuyu iletiyorum. Eğer yetki ve ilgi alanınız dışında bir konu ise bize nereye müracaat etmemizi bildirirseniz ona da memnun oluruz. İyi ki varsınız? Çünkü bu gibi durumlar istismara açık konular ve prensip olarak böylesi konuların devletimizin mülki amirleri bilgisinde olmasını sağlıklı bir yol olarak görüyorum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Orta Doğu'nun içler acısı hâli

Anlaşılmıştır ki bu kafayla gidildiği sürece bu Orta Doğu'daki milletlerden devlet olmaz. Olsa olsa mandacılık olur, kölecilik olur. Bu dönemlerde dünyaya karşı bu itibarı bile kaybetmiş durumdalar. Bu zavallı insanları bu yaşanan hâlleri sebebiyle daha da vahşi ve kötü uygulamalar bekliyor diyebilirim.
Bu coğrafya Batı dünyasının elinde koz olmuştur. Batının dümen ayarı durumuna getirilmiştir. Terörün bu yeni yüzü Orta Doğu'ya bir miras olarak kalmıştır. Ama bu mirasın acı meyvelerini kendileri de yemeye başladı.  Kendileri de şaşkınlık içindeler. Ama bu hâl başta Türkiye olmak üzere komşularını da rahatsız edecektir. Aman dikkat... Aman sağduyulu hareket...
            H.Halil Ağaoğlu-Trabzon

Güvenlik hizmeti satanlar denetime alınsın?

Oğlum bir firmadan tam kapsamlı bir acil yardım hizmeti almıştı. Güya hırsıza karşı, yangına karşı vb. alarm verecekti. Acil bir durum olduğunda da ambulans çağırdığımızda ambulans göndereceklerdi.

Ambulansa ihtiyacımız olduğu bir gün ambulans geldi evet. Ama alarm sistemi hiç de dedikleri gibi olmadı. Hırsız girmiş evimize biz yokken. O ara ne cep telefonumuza ikaz geldi ne bir şey. Eve geldiğimizde öğrendik hırsızın girdiğini. Alarm cihazı ise kurulu halde idi. Ben de hırsız gibi gireyim bakayım dediğimde ötmeye başladı. Susturdum, sustu. Cihazın çalışması normal idiyse bu hırsız nasıl girdi? Ve bize alarm niçin verilmedi? Yok değilse bu firmaların böylesi durumlarda bizim tazminatlarımızı karşılaması konusunda ne yapacağız?
           S.N- İzmir

Verilen rahatsızlıklar bıktırıcı oldu

Yenibosna çöp aktarma istasyonunun bulunduğu caddede iki yıldan beri devam eden bir kazı çalışması illallah dedirtti. Bir çukur açılıyor yol kapatılıyor günlerce nereden geçeceğimizi bilemiyoruz. Sonra üzeri kapatılıyor. Tamam bitti sanıyoruz. Derken tekrar bir kazı daha... Şimdi de kazı çalışmaları bitti yol çakır çukur haliyle bırakıldı. Bu çalışmalar belediyelerin hangi planına göre yapılıyor? Neye göre yapılıyor? Her kurum kendi altyapı hizmeti için açma kapama serbestisine mi sahip? Bizim vatandaş olarak bu konularda yol açıksa gidip kapalıyla güzergâh aramaktan başka seçeneğimiz olmayacak mı? Lütfen verdiğiniz rahatızlık gerçekten geçici olsun. Ama şu andaki rahatsızlıklar bıktırıcı durumda...

Ethem Kaynak-Bahçelievler/İstanbul

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.