Şikayet ediyorum: Selçuklu eserlerini YOK EDİYORLAR

A -
A +

Kamuoyuna açık mektuptur. Sivas ile Divriği ilçesinde yaşanan çarpık gelişmeleri ilgili bakanlık ve makamların takdirine arz ederim.
İlçemizin Abuçimen Mahallesinde usulsüz kaldırım taşı döşendi. Para heba oldu. Cadde ve sokaklar temizlenmiyor. Yeşil alanlara konulan panolar belediye başkanının fotoğrafları ile süsleniyor. Çarşı ve Cumhuriyet Alanı hükümet önü oto park gibi kullanılıyor. Trafik kurallarına uygun planlı otopark yok. Sebze Hâli var kullanılmıyor, tüm sebzeciler çarşı içinde satış yapıyor. Esnaf trafiği tehlikeye sokacak şekilde yaya yolları işgal etti. Bunun sorumlusu kim olacak?
Tüm yolcu taşıyan minibüs satış yapan toptancı arabaları çarşı içinde trafiği tehlikeye sokuyor. Divriği Çarşısı mevcut imar planında tescil edilmiş, gelin görün ki yanıcı ve patlayıcı maddeler çarşıda satılıyor.
Şehir imar planı uygulanarak Divriği çekici bir ilçe haline getirilmiyor. Aksine gecekonduların yaygınlaştığı çarpık bir imar uygulaması ile Halk Partisi kendi seçmen sayısını artırmak ve seçim sonuçlarını kendi lehine çevirmek için köylerden adam getirip yerleştiriyor. Bu kurnazlığı ilgili bakanlara şikâyet ediyorum. Divriği'de en tehlikeli gelişme şudur ki tarihî su değirmeni üzerine toprak doldurup kapattılar. Çaltı Irmağı'nın doğal yapısını bozdular. Kemerli köprüleri Selçuklu eserlerini toprağın altına gömdüler. Birini yıktılar. Tüm kamuoyu önünde ilgili bakanlıklara şikâyet ediyorum.
        Mehmet Aydın-Divriği/Sivas

"Elimizden tutun lütfen, sesimizi duyun"

2006 yılında Şırnak Silopi-Çalışkan üst bölgesinde vatani görevimi yaparken; askerin birinin uzman çavuşun çantasından aldığı el bombasını koğuş nöbeti sırasında koğuşa atması sonucunda yaralandım; yaralanma sonucunda işitme kaybı, vücudumda, alınması imkânsız olan 2 tane şarapnel parçası, 50'den fazla dikiş izi ve bozulan psikolojimle vatani görevimi tamamladım. İşin acı kısmı da ondan sonrasında başlıyor... Benim askerlik ön muayenede sapasağlam gittiğim asker ocağından gençliğimi malul ve mağdur yaşayacağımın işaretini alarak normal hayata döndüm. Şimdi esas konu askerî hastaneler. Şırnak askerî hastane sadece yapılan işlemleri yaparak hiçbir inceleme yapmadan "askerliğe elverişlidir" diyerek gönderdi. Sonrasında Sivas askerî hastanesi işitme kaybımı, psikolojimi, şarapnel parçalarını söylememe rağmen yazmadı ve onlar da "askerliğe elverişli" raporu verdi. Son aldığım Kayseri askerî hastanesinde ise vücudumdaki her şeyi yazdı ancak psikolojimi ve işitme kaybımı "bu olayda olduğu kesin olarak söylenemez" yazarak "ASKERLİĞE ELVERİŞLİ AMA KOMANDO OLAMAZ" raporu vererek oran yükselmiş oldu.
Komik olan da bu zaten, işitme kaybım var ise askerden önce insan hiç doktora gitmez mi? Ya da korkuları, ellerin titremesi varsa doktora gitmez mi? Bunları kimseye anlatamadım... Neyse dedim bir hayır vardır bunda da ve tesadüf malul sayılmayan gaziler derneğini buldum oradaki arkadaşların yönlendirmesi ile iş imkânı olduğunu ve faydalanabileceğimin bilgisini alarak eşim ve çocuklarımla halaylar çektik sevinçten. Ertesi sabah evraklar için çalışmaya başladım ama gel gör ki orda da terörle mücadele kanunu için gereken evrak 8 yıldır devam eden mahkemeden dolayı verilemiyor. Dolayısıyla iş imkânım da hayallerimle birlikte tekrar suya düşüyor. "Evrakı nasıl alırım?" hesabı yaparken bir tanıdığının olması gerektiğinin duyumunu aldım,  o da bende yok. En acısı da bu işte...
Vücudumdaki izlerden dolayı askerî personel, ya da polis olamıyorsun örneğini 2008 yılında uzman çavuş sınavında yaşadım. Yazılı sınavı geçerek Ankara'da mülakata gitmeye hak kazandım. Gitmez olsaydım keşke en büyük acıyı orada yaşadım. Sağlık kontrolünde, adam bana bakarak "senden asker olmaz" dedi. "Komutanım askerde yaralandım" dedim. Yüzüme bile bakmadı ve kapı dışarı ettiler. Yemin ederim Ankara'dan Sivas'a kadar ağlayarak geldim.
Şimdi ise onurumla verdiğim mücadelede diğer malul sayılmayan arkadaşlarım gibi borç batağında, sahipsiz, unutulmuş durumdayız. En azından "iş" diyorum ama 8 yıldır gelmemiş evrak kaç yıl daha gelmez kim bilir? Devlet büyüklerimize bu konular basit gelebilir. Ama bizim hayatımız mahvoluyor. Elimizden tutun lütfen, sesimizi duyun. Düşünün Kayseri askerî hastanesinden rapor alma şartları da tüm masraflar bana ait olmayan poliklinikler için de Ankara'ya gönderdi. Bir gece otelde kaldım, bir gece de parkta kaldım.
Birilerinin sesimizi duymasını istiyorum. Bizler askerî görev sırasında yaralanan, bürokrasi gereği devletin malul saymadığı ama malul olan gazileriz. Kimisinin ayağı kısa kimisi kurşunla yaşıyor, herkesin ayrı bir derdi var. Lütfen yetkililere sesleniyorum sesimizi duyun. İnanın vatan haini değiliz biz, askerde iken yaralanmışız.
           Malul sayılmayan gazi-Hacı Ahmet Doğrudil

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.