Atanamayan öğretmenlerin feryadı devam ediyor

A -
A +
"Bir süredir ataması yapılmayan öğretmenler olarak bizler yıllardır çabalayıp bugünlere geldik. Branş öğretmenleri olarak tüm ortaöğretim branşlarına sağlanan imkânların bize de sağlanmasını ve haklı sesimizin artık sizler tarafından kamuoyuna duyurulmasını talep ediyoruz. Mesela 22 bin mezunu olan sosyal bilgiler bölümünden sadece 700 alım yapılarak "ihtiyaç şimdilik bu kadardır" denildi ama akabinde gördük ki; bir ek alım ile birlikte sınıf öğretmenlerine il dışı ve il içi tayinlerle yüksek kontenjanlar sağlanmış. Bu da yetmezmiş gibi verilen bu kontenjanların bizim bölümlerimiz olduğunu gördük.
Yıllarca dirsek çürüttüğümüz, dereceler elde ettiğimiz bölümlerimize haksız olarak geçebilmeleri için "alan değişikliği" diye bir şey ortaya atılmış. Bu kadar mağduriyet üstüne bir de tek atamadan bahsedilip üstelik puanlarınız da bir sene geçerlidir deniliyor. Bizler Şubat ya da Şubattan önce 40.000 öğretmen alımı ile mağduriyetimizin bir an önce giderilmesini istiyoruz. 4+4+4 sistemi için büyük önem teşkil eden branş bölümlerine en az 40.000 kontenjan verilmesini istiyoruz. Bu artık sadece öğretmenlerin, Milli Eğitim Bakanlığı'nın değil tüm bakanlarımızın, milletvekillerimizin ve özellikle hükümetimizin yani hepimizin meselesidir. Sizlerden sesimizi hiç değilse taleplerimizi dile getirmenizi arz ediyoruz."
Selma Döndar-Adana

Dinî konularda konuşmadan önce...

Mantar mevsimi geldiğinde bile çarşıda pazarda sebze meyveler arasında mantar üzerine konuşan çok özel gurmelerimiz boy gösterirken, medyada zehirlenmeye karşı üzücü olaylar yaşanmamasına karşı uyarılar yapılırken; bilinçsizce toplanması, satılması, tüketilmesi halinde, korkunç akıbetlerin pusuda olduğunu mantarın çok özel bilgi ve tecrübeye ihtiyaç gösterdiği söylenirken dinî konularda nasıl bu kadar lakayıtlık olabilir ki?
Tamam, ekranlarda hemen herkes her konuda fikir beyan etmek, eleştiri yapmak, çok geniş ve aynı oranda özel bilgi ve tecrübeyi gerektirdiği halde serbesttir ama insanın inancı konusunda, ebedi saadeti veya sonsuz felaketine yol açabilecek olan dinî konularda konuşmak serbest olabilir mi? Mantar konusunda bile gurme aranırken dinî konularda bir şey söylerken kılı kırk yarmak gerekmez mi? 
Birkaç gün önce, hem de sevdiğim bir kanalda, dinî konularda konuşan birine rastladım. Öyle şeyler söyledi ki, tüylerim diken diken oldu. Âdeta kanım dondu. Ortalık oldukça karışık ya, her halde, "bulanık suda balık avlayalım" demiş. Adam döktürüyor... Ne mezhepler kaldı, ne âlimler. Buhârî hazretleri ile İmâm-ı Azam hazretlerini bile birbiriyle çarpıştırdı (!) düşünebiliyor musunuz? Hadis-i şeriflerle methedilen mübarek bir âlimden konuşuyor. Meydanı boş buldu herhalde! Bu zavallının hezeyanlarına inanan olmuş mudur bilemem ama böylesine ciddi bir kanalda konuşturulması cidden üzücüydü. Dinî konularda her "fikrim var" diyen çıkıp konuşabilmeli midir?
Alaeddin Türker-İstanbul

Eczacı gözlükçüden "sahte gözlük" uyarısı

Güneş gözlükleri yıllarca moda ve süs amacıyla kullanıldı. Doğru seçilmiş güneş gözlükleri gözleri ultraviyole ışınlarından korur. Alerji ve tahriş yapmaz, kanserojen ve zehirli bir materyal içermez. 
Buna rağmen sokaklar göz ve görme sağlığı açısından son derece zararlı olan nice ünlü markanın taklidi, sahte işporta gözlüklerden geçilmiyor. Ucuz diye herkes alıyor. Bu durum suç da teşkil etmiyor. Ama dünyada olduğu gibi, taklit ürünlerin satışıyla ilgili bizde de yasal tedbirler gelmelidir. İnsanlar tüm hayatları boyunca maruz kaldıkları UV radyasyonunun yaklaşık olarak %80'ini 18 yaşına kadar alır. UV radyasyonunu gözlerimizle göremeyiz. Ancak zararlı etkilerini vardır. UV radyasyonu cilt kanseri ve zamanından önce katarakt oluşmasına neden olur. Güneş gözlüğü bir çift renkli cam ve çerçeveden ibaret değildir. Sağlık Bakanlığı bu konuda bir yasal düzenlemeye gitmelidir çünkü UV radyasyonu ülkemizde bir halk sağlığı problemi haline gelmiştir.
Taylan Küçüker-Eczacı Gözlükçü
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.