Ahıskalılara yabancı gibi davranmak bu devletin şanına yakışıyor mu?

A -
A +
Ahıskalılar Vakfı Genel Başkanı Mehmet Oğuz Beyi dinlerken ülkem adına utandım, yerin dibine geçtim.
Bir dinledim ki Ahıskalıların gerçeğini, aman Allah'ım... Ahıskalılar bu ülkenin 81 vilayetinden biri gibi 82. diyebilirsiniz. Kars'ın ötesindeki şehrimiz. Sürgünün 70. senesi ama daha öncesi var... 16 Mart 1921'de Moskova Antlaşması'yla, Ahıska Gürcistan'ın Tiflis vilayetine bağlanıyor. Yeni sınır çiziliyor. Ahıska şehrimiz, içindeki yaşayan vatandaşlarıyla birlikte bir gecede Rus toprağı oluyor!
Söylemesi ne kadar kolay değil mi?
Düşünür müsünüz? Devletiniz bir savaş sonrası sizin şehri, içinde sizler de olduğunuz halde karşı tarafın toprağı olarak bırakmış. Bir sabah uyanmışsınız ki Türkiye Cumhuriyetinin sınırları içinde değil de başka ülkenin sınırları içindesiniz. O devlet de sizi bir zaman sonra (1944'te) kendi ülkesinin içinde sürgüne göndermiş. Yetmiş sene sürünmüşsünüz. Yerinizden yurdunuzdan olmuşsunuz ama yıllar sonra sadece çoluk çocuğunuzla tekrar ülkenize gelip diyorsunuz ki "benim vatandaşlık hakkımı verir misin?" Ama ülkenizin yönetimi geçmişteki yapılan utanç verici -ihanet demeyeyim haydi- gaflet dolayısıyla sizden özür dileyeceğine size yabancı insan muamelesi çekiyor. Böyle bir ülke olabilir mi? Böyle bir devlet olabilir mi? Vatandaşına bu kadar duyarsız kalınabilir mi? Siz böyle bir ülkede geleceğinizden emin olabilir misiniz?
İşte bu ülkede her ne hikmetse bu vatandaşlarımıza böyle duyarsız kalınıyor. Hem de her dinleyen yetkili "vah vah" ederek, "tüh tüh" çekerek, "en kısa zamanda gereğini yapacağı" vaadinde bulunarak...  
Allahtan korkmak lazım değil mi? Bu insanlar başka ülkeden sığınmacı olarak gelmiyor arkadaşım. Bu insanlar kendi ülkesindeki savaştan kaçmıyor. Bu insanlar kendi ülkesinde zulüm gördüğü için senden vatandaşlık dilenmiyor...
Bu insanlar, 70 sene önce Rusya ile anlaşma yaparken burada bizim insanlarımızın var olduğunu unutacak kadar basiretsiz yöneticiler tarafından Rusya sınırında bırakılıp âdeta düşmana teslim edilen kendi ülkemizin insanları... Ankaralı, Ispartalı, Rizeli, Mardinli, Konyalı gibi onlar da Ahıska isimli ilimizin insanları. Bir anlaşmayla sınırın dışında bırakılmışlar, unutulmuşlar, terk edilmişler.
O korkunç savaşlar bitmiş, dünyada herkes vatanına dönmüş, bir bizim Ahıskalı vatandaşlarımız ülkemize dönemiyor. Vatandaşlık alamıyor. Yani dünyada vatanına dönemeyen tek insanlar bizim bu vatandaşlarımız.
Nüfusları da ne kadar biliyor musunuz? 100 bilemediniz 150 bin kişi... Bir şehir ya, bir şehir halkı işte...
Ama bu insanlara o dönemin yönetimi bu gadri reva görmüş...
Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Faruk Çelik, Ahıska Türkleri Derneği'nin gerçekleştirdiği bir toplantıda konuşmuş. Ahıska Türklerinin vatandaşlık sorununu, ilk Bakanlar Kurulu Toplantısı'nda gündeme getirilerek çözüleceği müjdesini vermiş.  Kendisine gerçekten çok teşekkür ediyorum. Yine yakın zamanda Avrupa Birliği Bakanımız ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'de oturma izni alan Ahıska Türklerine çalışma izni verileceğini müjdelemiş. Teşekkür ediyorum Sayın Bakanıma.
Lakin bu müjdelerin hiçbiri henüz gerçekleşmemiş!
Bakın Ahıskalılar Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Oğuz Ahıskalı vatandaşlarımızın Rusya içinde kalınca oradan sürgün edilişlerinin 70. senesinde nasıl ah çekip feryat ediyor:
"Bizler 70 sene önceki siyasi iradenin Rusya ile yaptığı anlaşmada, sınırın ötesinde bırakılmış bu ülkenin insanlarıydık. Bizi Orta Asya'ya sürgün ettiler. Yıllarca vatansız bıraktılar. Ama inancamızdan dilimizden kültürümüzden ve memleket sevdamızdan kopmadık. Hâlâ yurt dışındaki akrabalarımız ve kardeşlerimiz Cumhurbaşkanımız Erdoğan'dan söz ederken 'Sultanımız' diye söz ediyorlar. Cuma namazlarında onun adına hutbede okuyorlar..."
Şimdi buradan soruyorum:
Bir şehrin insanının başına getirilen bu felakete yüreğimizin sızlayacağı ve hiçbir şeyi bahane etmeden derhal her türlü kolaylığı sağlayarak onları bağrımıza basacağımız yerde yabancı insanlarmış gibi prosedür uygulamak bu devletin şanına yakışıyor mu?
Detaylı bilgi almak isteyenler için Mehmet Oğuz: 0532 271 91 38
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.