Raporlu hastaların ilaç çilesine son verilsin

SGK'lı olup da raporlu olan hastaların ilaç almaları tam komedi... Ve ilaç yazdırma çilesinin binlerce hastanın çözüm bekleyen derdi olarak gündeme alınması istenmekte.  

Bilhassa kronik hastalığa tutulan ve devamlı ilaç kullanmak zorunda bırakılan hastalara çıkartılan 1 ya da 2 yıllık raporlar sebebiyle verilen ve en az 4-5 tane olan ilaçların alımı, hasta ve hasta yakınları için âdeta pösteki saymak kadar zorlaşmıştır. Niye? Çünkü ilaçlar doktor tarafından verildikten sonra SGK'ya gittiğinizde doktor dört kutu yazsa bile SGK ilk önce bir ilaç vermektedir. Bu ilaç bitip ikinciye geçildiğinde SGK bu kez doktorun ikinci reçetesini istemektedir.

Arkadaş doktor daha önce dört kutu yazmıştı ama bize bir tanesini verdiniz diye dert yanmamız kâr etmez... Maalesef alınmış rapora rağmen ilacın yazdırılması için tekrar randevu, tekrar hastane ya da aile hekimlerinin yoluna düşmek durumundadır hastalar.

İnanın çektiği hastalıktan çok sağlık sisteminin pençesine düştüğüne kahrolan çaresiz hastalar, ilaç yazdırmak için âdeta telef olmakta, sıralarda beklemekte günlerini yok yere tekrar bu işe ayırmakta ve bu çileyi sil baştan her bir ilaç bitiminde tekrar çekmekteler.

Bazı ilaçlar 15-20 gün içinde bitiyor. Hasta bazen bir ay içinde iki kez aynı işlemi tekrar etmek zorunda kalıyor. Bir önce çektiği sıkıntıyı yaşıyor, paraları kesiliyor. Birkaç ilaca sahip olanlar ise ilaçların bitim tarihleri aynı döneme denk gelmemesi durumunda bu kez her ilaç için tekrar tekrar aynı çileye katlanıyor. Bu da yetmemiş gibi bunun yanı sıra sadece ilaç yazdırmaya giden hastalara bu kez de her gidişlerinde muayene katılım bedeli fatura ediliyor.

Muayene için ayrı ücret, ilaç yazdırmak için ayrı ücret veren hastalar; çektikleri randevu alma, yollara düşme ve yol masrafları, kliniklerde saatlerce bekleme gibi sıkıntıların kendilerine zulüm olduğunu söyleyerek SGK'nın raporlu hastalara ait ilaç politikasında düzenlemeye gitmesi gerektiğini belirtiyorlar. İlaçların bitiminden sonra eczaneye gitmelerinin yeterli olmasının en doğru çözüm olacağını söyleyen hastalar "sistemden ilacın bittiğini gören eczacı rapora uygun ilaç verebilir. Ayrıca muayene olmadığımız halde sadece ilaç yazdırdığımız halde SGK muayene parası kesiyor. Bir de doktorun çağırmasıyla doktora gidiyoruz. O zaman da kesiyorlar. Bu zulüm değil de nedir?" diyorlar.

           Erol Kara-İstanbul

"Ben kime nasıl derdimizi anlatacağımı bilemiyorum. Gaziantep'te binlerce ailenin bu soğuk kış gününde gazı kesilmiş haldedir. Daha doğrusu gazı kesip aboneliğimizi iptal ettiler. Gaziantep'te binlerce garaj tapulu daire var. Bu daireleri yapanlar, yaptıranlar yapılmasına göz yumanlar,   yapıp satıp parasını kazananlar neredeler bilmiyoruz. Ortada muhatap bulamıyoruz. Sadece bizim gibi bu evleri alanlar olarak burada mağduruz.

Burada yıllardır kullandığımız doğalgazımızı iptal ettiler. Doğalgazımızın açılması için sayın cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız, Sayın Enerji Bakanımız, Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanımız  lütfen sesimizi duyun... Bizi bu soğuk kış gününde bu halde bırakmayın. Biz de bir yana kendi çocuklarınızın hatırı için biçim çocuklarımızı soğukta bırakmayın. Yüce Allah için soğukta bırakmasınlar bizi. Feridun Ağabey, bazen size yazıyorum ama inanın ne yapacağımızı bilmiyoruz, çaresiziz. Bazen kendime soruyorum 'acaba devletimizden çok mu şey istiyorum?' diye.  'Gaz aboneliğimizi istememiz çok mu bir şey?' diye. Ama yine de umudumuzu kaybetmeden, iptal edilen gaz aboneliğimizi tekrar almak için ne gerekiyorsa sesimizi devlet büyüklerimiz duyana kadar yazmaya devam edeceğim. Çünkü sesimi duyduklarında yardım edeceklerini iyi biliyorum. Ayrıca Türkiye gazetesi ailesine de çok teşekkür ederim. Devlet büyüklerimizin binlerce ailenin sesini duyması dileklerimle saygılarımı sunuyorum."

           Nedim Kurt-Gaziantep

"Kamuda haksız atama, haksız görevde yükselme, usulsüzlükler hakkında neden daha detaylı araştırma yapıp haber yapmıyorsunuz? Halkın sorunları haber değeri taşımıyor mu? Milyonlarca genç KPSS sınavında ümitleri, komik kontenjanlarla heba oluyor. Bunla ilgili araştırmanız olamaz mı?

'Her koyun kendi bacağından asılır' gibi 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' gibi atasözlerinde anlatılan insan tipinde görevliler var! Aslında böyle bir atasözü ne Türk örf ve âdetinde vardır, ne geleneğinde vardır, ne de atasözlerimizde böyle bir atasözü vardır... Böyle bir ruh hali algı yanıltması olarak toplumlara püskürtülmüştür, püskürtülmeye de devam etmektedir."

         Fatih Karaaslan-İstanbul