Aileler toplumun hücreleri gibidir

A -
A +
Feridun Ağabey, ben sekiz yıllık evliyim. Eşimle de çok mutlu bir evliliğimiz vardı. Son zamanlarda yaşadığımız sıkıntılar sebebiyle evde huzursuzluklar yaşamaya başladık. Hangi evde aile içi tartışma olmaz? Benim de eşimle aramızda tartışma olsa da bir iki gün sonra konuşup anlaşırdık. Bazen ben özür dilerdim bazen o “kusura bakma, tamam” filan derdi. Bir şekilde karı koca olarak çocuğumuzu da düşünerek meseleyi tatlıya bağlardık. Ben çok büyük bir hata ettim… Bir seferinde beni çok kırdı biraz da hırpalandım. O öfkeyle gittim şikâyetçi oldum Keşke olmasaydım. Anında eşime evden uzaklaştırma cezası verildi… Ve adam eve gelemez oldu… Bu ise onu çileden çıkardı. “Bunu bana yapmayacaktın!” diye burnundan solumaya başladı. Uzaklaştırıldı ama telefonla aramasını kimse umursamıyor. Ve telefonda artık benim hakkımda çok ağır şeyler söylüyor. Gidip şikâyetimi geri alacak olsam o öfkeyle bir zarar verir diye korkuyorum. Almasam her geçen gün öfkesi daha da katmerleşiyor. Şu an sokağa çıkmaya korkar hâle geldim. Ne olacak hâlim bilmiyorum. Bizim ailemiz de bir facia ile sonuçlanacak diye çok korkmaya başladım” diyor isim bildirmeyen bir okuyucumuz. Oysa bu gibi problemlerde devletimizin ailelere akılcı yol gösterecek, her iki tarafa da moral motivasyon tarzında da olsa danışmanlık hizmeti verecek birimleri olsa ne iyi olur. Bu gibi sorunlara doğrudan polisiye yöntemler uygulamak aile içi meselelere çözüm üretmez ki? İş yerlerinin anlaşmazlıklarında mahkeme öncesi ara buluculuk gibi bir sistem geliştirilmişti. Bu konu aslında sorun yaşayan ailelerimiz için çok daha önemlidir. Çünkü aileler toplumun hücreleri gibidir. Ailelerin dağılmasında yıkılmasında vücudun tahrip olması belki ilk başta anlaşılmasa da uzun sürede sorunlu insanların olduğu bir toplumla karşı karşıya kalınır da farkında bile olmayız. Sonra da “Bize ne oldu böyle?” deriz…     Vekâlet istismarına karşı bir tedbir yok mu?  
“Feridun Ağabey bizim sulh hukuk mahkemelerinde görülen bir paylı mülkiyet davaları var. Kanunla ilgili kelimeler dışında durumun özeti şudur. Bu yerler vatandaşa miras kalıyor. Ama vatandaş bunu nice zaman sonra öğreniyor. Bu arada bu işleri takip eden arsa ve tarla konusunda uzmanlaşıp bu tür arazileri ucuza kapatan kimseler miras kalan bu yerlerin sahiplerinden bazılarına para vererek ikna edip vekâlet alıyor ve bu yerleri satışa götürüp rayiç fiyatın çok altında satıyorlar.  Hissedarlar icra, borç vs. olmadan arazilerini piyasa şartlarının altında neden satsınlar ki? Mirasçıların çoğu bu mirastan habersiz ve çoğunluğu naçar hâlde yaşadığı için hangisine denk gelirse gelinsin biraz ciddi para verildiğinde vekâletini veriyorlar. Bu şekilde dışarıdan gelip böyle birkaç vekâlet ile tüm malları mezatta sattırmaya çalışanlar oluyor. Kanunlarımızın bu tür istismarlara karşı bir yaptırımı yok mu? Mirasçıların kendilerinin normal piyasa şartlarında satmak istedikleri mallarını, mirasçılardan bir veya birkaçını ikna eden hariçten birisinin haraç mezat almasına mahkemelerimiz nasıl engel olamıyor? Kanunlarımızda insanlarımızı bu tür istismarlardan koruyan maddeler yok mu? Bu köylülerimizin tarlalarını arsalarını bir kişiyi bir şekilde ikna ederek eline biraz para vererek satışa götürmeye çalışanların bu mirasçıların arasına nasıl girdiğini sorgulaması gerekmez mi? Adalet Bakanlığımızın bu gibi konularda hassasiyet gösterip bu tür mağduriyetlerin önüne geçmesi gerektiğini saygıyla arz ediyoruz...”         Rumuz: “Üzgün”-İstanbul     Emekli intibak yasası hakkında   Sayın Feridun Ağabey, sizin de bildiğiniz gibi emekliler için bir intibak düzenlemesi yapıldı. İyi güzel ama bu intibak yasası tüm emekliler için olmadı. Bir kısım emekliler 2000 yılı ve sonrası için mesela düzenleme yapılmadı. Yıllardır “bu haksızlık belki bu defa düzelecek” diye bekliyoruz. Bu haksızlığı yetkililerimize bir grup emekli adına sizden iletmenizi istiyoruz. Saygılarımızla.”         Mustafa Ayyıldız-Kocaeli
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.