“Kızıma kim olduğunu sordum ve çok şaşırdım”

A -
A +
“Feridun Ağabey merhaba, aklıma takılan bir hususu size iletmek istedim. Ben 19 yıllık devlet memuruyum. Her sabah tıraş olurum, on beş günde bir saç tıraşı olurum, her sabah ütülü takım elbisemi ve akşamdan boyanmış kundura ayakkabılarımı giyer işime gider ve 8 saat çalışırım. Bunun karşılığında Rabbime hamd olsun aylık 3.479 TL maaş alırım.
Geçen gün 5. sınıfa giden kızımı okuldan almaya gittim, okul koridorunda yanımdan kot pantolon, kazak ve spor ayakkabı giymiş; yaklaşık bir haftadır tıraş olmamış, saçı başı dağınık bir adam geçti. Kızıma onun kim olduğunu sordum, ÖĞRETMEN olduğunu söyledi; şaşırdım fakat sonra öğrendim ki öğretmenlere böyle bir serbestlik tanınmış ve hemen tamamı okula böyle geliyormuş.
Bu ne saçma bir şeydir, 657’ye tabi olan öğretmenler nasıl oluyor da 657’nin kılık kıyafet maddesinin dışında tutulabiliyor?..
Sonra bir sınav için özel bir okula götürdüm kızımı. Oradaki öğretmenlerin günlük sakal tıraşlı ve takım elbiseli olduklarını görünce çok şaşırdım. Düşünebiliyor musunuz devlet öğretmenleri keyfî kıyafetle ders veriyor, özel okul öğretmenleri standart memur gibi. Şaşırmamak mümkün mü?
Bir de hükûmetimizin polis, hemşire, öğretmen ve din görevlilerine vereceği 3600 ek gösterge konusu var. Bu grubun içinde sadece polis çok zor şartlarda görev yapmaktadır ve bu ek gösterge sadece onlara verilse bir şey demeyeceğim ama Allah aşkına söyleyin hemşirenin öğretmenin din görevlisinin çalışma şartlarında ne gibi bir zorluk var?
Bir de ana muhalefet her fırsatta vay öğretmenler çok az maaş alıyor vay öğretmenler geçinemiyor gibi iddialar dile getiriyor. Ben bu ülkede 3000 lira maaş alan ve ek iş yapan öğretmen görmedim, çünkü böyle bir şey yok. Tekrar söylüyorum 1600 lira asgari ücret alan vatandaşların geçinmeye çalıştığı bir ortamda böyle şeyler söylemek bence ayıptır, günahtır, yazıktır. Umarım bu konuyu gündeminize alırsınız teşekkür ederim.”
            Mehmet Atlı
 
 
Bursa Belediyesine birkaç anlamlı soru
 
Merhaba Feridun Ağabey, 2 gün önce Bursa'da başıma gelen olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Vatandaşa hizmet yerine nasıl zulüm yapıldığını, nasıl bir akılla belediye hizmetleri verildiğinin görülmesini istiyorum.
Açık Öğretim Fakültesinde öğrenci olduğum için Bursa Büyükşehir Belediyesinden ulaşım için öğrenci kartı çıkartmıştım. Geçtiğimiz yıllarda vize yenilemesi için başvurduğumda, belediyece 25 yaş üstü öğrenci sayılmayacağına dair bir karar alındığından vize işlemi uygulanmayacağını bildirdiler. Ben de para vererek aldığım kartı vize yaptırmadan indirimsiz olarak kullanmaya, 2 gün önceye kadar hep devam ettim.
2 gün önce cebimde kalan son para ile karta yükleme yaptıktan sonra metroya binmek istediğimde “kart kara listede” diyerek geçişime izin vermedi. Cebimdeki son para ile karta para yüklediğimden başka param da kalmamıştı. Bayan hâlimle ortada kaldım. Güvenlikteki memura durumu anlatmaya çalıştım ama çözüm olmadı. Yanımızdan geçen bir çift konuşulanlara kulak misafiri olmuş olacak ki, “biz size yardımcı oluruz” dediler. Düşünebiliyor musunuz benim o anki psikolojik hâlimi? Hizmet anlayışını bir türlü öğrenemeyen belediyeye sizin köşenizden birkaç sorum olacak.
1. Vatandaşın para vererek aldığı ve vize yapılmadan indirimsiz olarak kullanılan bir kartı neden iptal edersiniz?
2. Madem iptal ediyorsunuz neden para yüklenmesine izin veriyorsunuz?
3. Ücret vererek aldığım bu kartı ücretsiz mi değiştireceksiniz?
4. Evet ise; teslim edilen kart çöpe atılacağından neden belediyeyi ilave bir kart maliyetine sokuyorsunuz?
5. Hayır ise; daha önce zaten kart maliyetini ödemiştim. Neden benden tekrar alacaksınız?
Başkaları da aynı duruma düşmemesi ve yapılan bu yanlıştan dönülmesi için yazımın yayınlanmasını arzu eder, iyi günler dilerim.
            Ayşenur Dalkıran-Bursa
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.