Onu yeme bunu yeme ne yiyelim taş mı?

A -
A +
Her birinin bir etiketi var… Kimi diyetisyenim diyor kimi beslenme uzmanı; kimi doktor kimi profesör… Bu arkadaşlar karar veriyor artık ne yiyip ne içeceğimize… Ne adına? Sağlıklı beslenme adına. Ama ortak bir özellikleri var hepsinin… Öteden beri tabiatta var olan ve insanın gıdası olarak bulunan kolay yenilen içilen ne varsa onunla bizi korkutmak. Sonra da yine bulunması, yapılması, üretilmesi ve tüketilmesi zor olan ne kadar karmaşık formül varsa bizi onlara yönlendirmek… Biri çıkıp “ekmek yemeyin” diyor, biri çıkıp “şeker yemeyin” diyor, biri çıkıp “et yemeyin” diyor, biri çıkıp “yumurta yemeyin”  diyor… “Onu yeme bunu yeme! Ne yiyelim taş mı yiyelim? Ne yiyelim?
Sonra bilgiç bilgiç saçmalıyorlar!.. Size sağlıklı bir beslenme hazırlıyoruz… Falan filan salatası, filan meyvenin kabuğu, filan meyvenin sapı, ötekinin çöpü, sıkılmış suyu… Ayıp ya… Ekrana çıkıp şöhret olmak için mi yapıyorsunuz bu saçma sapan konuşmaları? Koskoca doktorlar ekranda turp doğruyor, havuç rendeliyor brokoli ayıklıyor… Madem bu kadar sağlığımızı düşünüyorsunuz bizim sağlığımızı tehdit eden ambalajlı gıda üretenlere de bir iki laf söyleseniz ya… Adam çıkıyor balığı sağlık için öneriyor eyvallah diyorsunuz. Ama bir bakıyorsunuz hemen ardından ambalajlı balığın reklamı yapılıyor. Sağlıklı olan balık bu mudur hocam?
Ağabey bu insanlar bugün bize yemeyin dedikleri şeyleri çatlayana patlayana kadar yiyip bıkmış insanlar… Artık o kadar ki doymak bilmeyen iştihalarına ve mutfak kültürlerine nasıl bir fantezi yapacaklarını şaşırmışlar… Oysa televizyon izleyen insanların büyük çoğunluğu zaten ev hanımları ve gariplerim akşama sofra çıkarmak için mutfakta âdeta çile kaynatıyor. Siz ise tutup bu insanlara alay edercesine “Kolesterol yapıyor et yemeyin!”, “kanserojen içeriyor yumurta yemeyin!”, “Vücuda zehirdir şekerden uzak durun!” muhabbeti yapıyorsunuz. Oysa o kadıncağız sabah çayla çökelek, öğleyin patates haşlaması akşama daha ne pişireceğini bilemezken bu insanların karşısına geçip stüdyo mutfaklarda alay eder gibi konuşmak size yakışıyor mu?
Diyorum ki: “Alın hekimliğinizi de gidin işinize ya… Bu milletle alay etmeyi bırakın!”
          Süleyman Kardeş-Tekirdağ
 
 
Bursa halkının bir çaresizliğini dile getiriyorum
 
Feridun Ağabey, Bursa halkının faturalardaki aykırı ve aşırı yükselişi karşısında yaşadığı çaresizliği dile getirir misiniz?
İndirimler olmadan önce faturalar yarı yarıya daha az geliyordu. 30 liralık fatura birdenbire altmış lira oldu. Gidip “bu nasıl olur?” diyenlere “fazla kullanmışsınızdır” deniliyor veya “saatinize bakalım” gibi söyleniyor.
Peki peşin alanlar 50 liralık aldıkları miktarı 80 liraya alıyorlar. Buna ne diyecekler?
Bir de saatleri okumaya gelenler kafalarına göre fatura yazıyorlarmış! Az kullanana daha fazla yazıyorlarmış. “Böyle az kullanmak olmaz” diyorlarmış. Bu konuşmaları duyanlar var.
Nereye nasıl şikâyet edeceğiz bilemiyoruz. “Sonuç alınmaz nasılsa” deyip her şeye boyun eğiyoruz, vatandaş olarak. Bir de bu faturalardaki yükselişi hükûmete, dolayısıyla seçimlere endeksleyenler var. Anlaşmışlar gibi bütün faturalarda aynı durum. İlgilenenlerin bilgilerine sunuyoruz.
            Ş. G.-Bursa
 
 
Kredi kartı borcunu Ziraat Kredisiyle ödeyenlerin dikkatine
 
Feridun Ağabey, sizin aracılığınızla okuyucularımıza bir duyuruda bulunmak istiyorum. Biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanımızın ilan etmesiyle Ziraat Bankası kredi kartı borcu olanların borçlarını ödemek için kredi verdi insanlara. Bu insanların diğer bankalara ait kredi kartlarının borçlarını bu kredi ile ödedi. Ancak ödeme yapıldığı gün itibarıyla kredi kartının borcunun tamamı ödenmiş olsa bile o ay için bizim bilemediğimiz şekilde kullanım ücreti midir faiz tahakkuku mudur adı her ne ise bir miktar borç yansıyormuş. Örnek olarak benim bir bankaya 2200 liralık kredimin ödemesi yapıldı. Borç sıfırlandı. Ama bu ay baktığımda hesabıma 50 küsur liralık borç çıkmış. Bu borcu da kapattıktan sonra bankaya borcum kalmayacakmış. Eğer haberim olmasa bu borç faizle birlikte katlanabilir ve büyük bir meblağ ile karşılaşabilirmişim. Bu vesileyle kredi kartı için bu şekilde kredi çekip borcundan kurtulanlar “borç sıfırlandı” zannetmesinler. Hesaplarını en az bir ay daha kontrol etsinler. Selamlar...
           Mustafa Aydın-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.