Komşuya zarar gelse vicdanen rahat edebilir miyiz?

A -
A +
Feridun Ağabey, bu köşeden okuyucularımıza bir duygumu anlatmak istiyorum. Komşular olarak, iş yerindeki arkadaşlar olarak mahalleli olarak birbirimize bakışımız siyaset üzerinden olmamalı artık. Siyaseti siyasetçiye bırakmak gerektiği hâlde nedendir bilemiyorum biz daha çok siyasi düşünür olduk. Birbirimizden nefret edecek seviyede bu zıtlaşmanın bu birbirimizden uzaklaşmanın bize bir faydası var mı? Düşünün bir kere birbirimize olan bu uzaklaşma sebebiyle birbirimizden faydalanamıyoruz. Mesela evinizde yangın çıktığında bu yangını o nefret ettiğiniz komşu size haber verse ona nefretinizden dolayı sözünü dikkate almayacak mıyız? Ya da onun evinde yangın olsa ona haber vermeyecek “oh olsun” mu diyeceğiz? Yanı başınızda komşunuzun başına bir hâl geldiğinde vicdanen rahat uyku uyuyabilir miyiz? İnancımızın gereği Sevgili Peygamberimizin “komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” buyruğunda hiç ayırım var mıdır? Sadece “komşu” demiyor mu? O hâlde biz niçin birbirimize bu güzel hasletlerimizle yaklaşmıyoruz? Bir apartmanın enkazına koşarken içindekilerin inancına, siyasi görüşüne bakıyor muyuz? O bakımdan diyorum ki ne olur bizi biz yapan komşuluktan, arkadaşlıktan, akrabalıktan uzaklaşmayalım. Saygılarımla...            Mahmut Çuhadar-Ankara     Brezilyalı bu atasözlerini bilmez   Feridun Ağabey, son zamanların en yaygın iletişim aracı sosyal medyada yapılan paylaşımlar... Öyle bilgiler geliyor ki hangisi doğru hangisi yanlış, kim kime ne amaçla bilgi paylaşıyor belli değil. Geçen bir paylaşım gelmiş. Bir Brezilyalı doktor paylaşmışmış… Diyormuş ki: “Eğer hasta olmak istemiyorsan, duygularını anlat. Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular; gastrit, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açarmış. Zamanla, duyguların bastırılması kansere dönüşürmüş. Öyleyse sırlarımızı, hatalarımızı birileriyle paylaşmalıymışız. Mizah, kahkaha sağlığa güç verir ve daha uzun bir ömür getirirmiş...” Ağabey ben de diyorum ki bu milletin başkasından öğreneceği yeni bir şey yok aslında. Kendisinin hatırlayacağı geçmişteki bilgi birikimi ona yeter de artar… Atasözlerimizden birkaçını hatırlayalım mı? “Aşk ağlatır, dert söyletir.”, “Derdini söylemeyen derman bulamaz.”, “Duvarı nem, insanı gam yıkar.”, "Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan...” daha say say bitmez... Bunları Brezilyalı o doktor da ilmez… Atasözlerini hayatına düstur edinen de hayatta sıkıntı yüzü görmez.           Kerem Kırmızı-İstanbul     "Türkan" rumuzlu kardeşimiz   Merhaba Feridun Ağabey, 22.02.2019 tarihli köşenizde “kilolarımla barışsam bile hayat bana yüz vermiyor” başlıklı derdin sahibi olan “Türkan” rumuzlu kardeşimize uzaktan yaşam koçluğu hizmeti ile ücretsiz olarak yardımcı olabiliriz. Bu uygulama zayıflama ve fit olma-kalma için yaygın olarak yapılan bir hizmettir ve beslenme için oluşturulan bir tablo, bilgilendirme ve uzaktan yönlendirme ve motiveden ibarettir. İşlemler için WhatsApp yazılımı kurulmuş bir telefondan başka bir şeye ihtiyaç yoktur. İyi çalışmalar diliyoruz. "Ahmet Davut Çetinkaya-www.neonn.com.tr NEONN TECHNOLOGIES-Balıkesir” Okuyucumuza isteğinizi köşemizden anons yapıyoruz. Takdir kendilerinindir. İlginiz için teşekkür ederiz.     Ali Özdemir’in iletişim bilgisi   “Hayırlı günler. 22 Şubat 2019 tarihli yazınızda yer alan ve kodlama ile ilgili yazısını paylaştığınız Ali Özdemir beyefendiye ulaşabileceğim mail adresi verebilirseniz sevinirim. Ben geleceğin mesleği olarak kodlama öğrenmek için 2008-2012'de lisans seviyesinde yönetim bilişim sistemleri okudum. Şu an ise kendi alanımın dışında bir sektörde çalışmaktayım kodlama yazılım konularına uzak kaldım. Bir yerden tekrar başlamak istiyorum. Allahü teâlâ razı olsun” diyen Betül Akat isimli okuyucumuza, Ali Özdemir isimli okuyucumuzun iletişim bilgileri mailinize gönderilmiştir. Başarılar diliyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.