Bir derdim var bin dermana değişmem!..

A -
A +

Feridun Ağabey, İngiltere’de yaşıyorum. Londra çıkışlı Avrupa Gazete’ye derlemeler, haberler ve yazılar yazarım. Genellikle temmuz-ağustos aylarını Didim’de geçiririm. 2018 Temmuz ayı başında Vodafone iletişim firmasının “Evde İnternet” birimiyle telefonları ile temasa geçerek “Didim ilçesindeki evime (Yıl içinde 10 (on) ay dondurabilmek seçeneği akdi ve sözü ile (hiçbir yazılı mukavele olmadan) görevli teknisyenin bir hafta oyalamasından sonra) geçici ev interneti bağlattım.
Tatilimin sonunda, 31 Ağustos 2018 tarihinden kullandığım 2 aylık internet faturasını ödeyerek ayrıldım ve Vodafone firmasını telefonla arayıp, 10 Eylül'den itibaren akdimiz gereğinde de olduğu gibi İnternet hizmetini on (10) ay dondurmalarını istedim.
Talebimi dinleyen görevli, her ne kadar ilk müracaatımı alan görevlinin ses kayıtları ile sabit olan konuşmamızda ev internetimi sene içinde On (10) ay dondurabileceklerini söylese de bunun mümkün olmadığını söyledi!
Oysa Vodafone şirketinin görevlisinin (müşteriye) yanlış, eksik bilgi vermesi tüketici olarak benim değil şirketin iç sorunudur. (o görevliyi eğitmesi-müeyyide uygulaması gibi...)
Bunu takip eden günlerde vaki talebimle ilgili Vodafone şirketini telefonla (0850 542 05 42) defalarca aramama rağmen telefona çıkan görevliler ya aynı cevapları vererek veya konuşmalarımızı yarıda keserek nezaketsizce telefonu yüzüme kapattılar ve genel merkezlerine (Vodafone; Büyükdere Cad. No; 251 Maslak 34398 İstanbul) gönderdiğim sayısız mektuplarıma cevap vermiyorlar. bilgi@earsiv.vodafone.net.tr elektrik posta adresleri çalışmıyor.
Bu arada Vodafone firması hiçbir şey olmamış; sürekli hizmet alıyormuşum gibi faturalar göndermektedir. Oysa adı geçen firmanın mekânımda internet akımı geçen sene eylül ayından beri kesiktir ve ben elan Didim’de özel bir internet sağlayıcı şirketten hizmet almaktayım.
Zaman zaman müşteri hizmetleri telefonuna ulaşıp canlı görüşebildim zamanın akabinde sanki alay edercesine şikâyetiniz incelenmiş ancak (Herhangi bir teknik sorunla karşılaşılmamıştır) diye tekrar cevap kabul etmeyen mesajlar gönderiyorlar.
Feridun Ağabey, ülkemizde vatandaşlarımızın/tüketicilerin bu kadar korumasız, sahipsiz olduğuna inanamıyorum. Muhakkak bu kuruluşun da sorumlu dürüst üst yöneticileri ve bir üst ombudsmanı olmalı ama ulaşamıyorum. Belki şikâyetimi sizin aracılığınızla öğrenen üst düzey yetkili ve sorumlu bir merci bu komediye bir son verir. Saygılarımla...
              Hüseyin Doğan-huseyindogan.uk@gmail.com

Bir Kıbrıs gazisi bakın ne diyor
Sayın Feridun Ağabey, biz 1974 yılında vatani görev içinde Kıbrıs savaşına katılan, adı gazi fakat ayrıma tabi tutulan gazilerdeniz. Devletimizden bir şey istemedik, devletimiz “gazi” dedi. Ayrımlara gelince; 
*Faizsiz konut kredisi 
*TOKİ’den ev ayrıcalığı
*Şeref aylıklarındaki farklılıklar
*Gazi yakınlarına istihdam hakkı
*45 yılda anca gelebilen gazi madalyası…
Kıbrıs ve Kore gazilerine yukarıdaki maddeler ile gaziler arasındaki ayrıma tabi tutulmak ağır gelmekte.
Bu ikircikli ayrımın son bulmasını devletimizden beklemekte olduğumuzu Kıbrıs savaşının 45. yılında dile getiriyoruz. Bu çığlığımıza kulak veren yetkililerimiz olabilir mi? Saygılarımızla...
         Bir Kıbrıs gazisi-Nevşehir

Eskilerden kim kaldı derseniz…
“Feridun Ağabey, kitap okuma sırasında Türkiye bilmem kaçıncıymış… E birinci olacak hâli yok ya be güzel abiciğim… Bizi her fırsatta kitap okumayan ülke diye aşağılarlar. Ama hiçbir yetkili kitap okumanın ne olduğunu bilmediğinden olsa gerek toplu taşıma araçlarında kitap okumaya göre en ufak bir uygulama yapılmaz.
Bırakın metrobüs gibi araçlarda kitap okuyanlara özel oturarak yolculuk etme gibi lüks bir hayali… Normal metrobüslerde yolların bozukluğu sebebiyle çıkan tangır tungur sesinden, araçların bakımsızlığı sebebiyle çıkan motor gürültüsünden, bir de her durak geldiğinde yapılan anons seslerinden kitap okumak imkânsızdır. Zaten sırt sırta gidildiği için eldeki telefonlara bile bakılamıyor ya o da ayrı bir dert… Ama her şeye rağmen Yaşar Okuyan değil kitap okuyan üç dört kişi de kimsenin umurunda değil. Vapurlarda eskiden okunabiliyordu sessiz sakindi salonlar. Şimdi gönüllü müzisyenlere izin mi verildi davetiye mi çıkarıldı bilmiyorum, vapur hareket ederken başlıyorlar vapurda son yolcu kalana kadar “rıv rıv rı da rıv rıv rıv” veya dinle neyden usulü klarnet faslı kafa cilalıyorlar… Kitap okuyan mı? Vapurda da kalmadı… Eskilerden kim kaldı derseniz bir tek Yaşar Okuyan kaldı!..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.